menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç?

41 19
19.07.2025

Diğer

19 Temmuz 2025

Ne hisseder, gurur mu duyar?

Hepimizin başkalarına karşı hataları olması mümkün. İdrak ediyorsanız, üzülürsünüz; belki utanırsınız. Ama onlar? Ne hissettiler acaba?

Bir dolu yoldan geçiyorsunuz. Öğretim üyesi oluyorsunuz, profesör oluyorsunuz, dekan, rektör oluyorsunuz. Nasıl olursanız olun, bu yolculukta amaç ne? Kendini ve binlerce binlerce öğrenciyi yetiştirmek. Makam, maaş, imtiyazlar bir kenara, bu manevi hazzı da duymak mesela.

Oysa yıl 2025, diyelim. Mezuniyet töreni. Öğrencileriniz size sırtlarını dönmüş. Yuhalamış, ıslıklamış. Nasıl kaldınız onların aklında ve kalbinde? Neden böyle? Üzülmez misiniz, utanmaz mısınız?

Diyebilirsiniz ki, “Bütün öğrenciler değildi.” Öyle olsun. Ama bu tavrı alanların en duyarlı öğrenciler olduğunu, tam da sözde üniversitenin amacındaki gibi, “vicdanı ve aklı özgür” gençler olduğunu kabul etmeyecek misiniz?

Yıllar yıllar boyu, tam da bu nitelikte öğrenciler, gençler nice “hocaları”nı alkışladı, örnek aldı, onlarda gördükleri bilim-ilim insanı ve insanlık özünü kendilerinin de yaptı. Siz öyle olmadınız, olamadınız. Ömrünüzün ve akademik hayatınızın kalanında, unvanlarınızın en önüne, “ıslıklanan, yuhalanan, sırt dönülen hocalar, üniversite kadroları” sıfatı eklendi.

Ne de olsa siz “çok farklı” öğretmenler, öğretim üyelerinden ders ve feyz almış olabilirsiniz ya, hiç kendinizi onların tuttuğu aynada da görmeyecek misiniz? Hiç üzülmeyecek, hiç utanmayacak mısınız?

Bir insan, hele hele üniversite adındaki bir bilgi-bilim-düşünce-tasavvur-tahayyül-araştırma ortamında gençliğini de geçirip yaşlılığına doğru yolculuk yapmışsa, sahi amaç nedir, bu işin kıymeti, bakiyesi, mirası ne olmalı?

Sözde özgür bilim, bilgi, düşünce, araştırma, hayata müdahale eğitimi olması gereken üniversiteleri; boyun eğme, itaat, biat, kapı kulluğu, iktidar kuklalığı merkezleri,........

© T24