menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Büyük suçlu yakalandı... Masum muyuz hepimiz!

41 30
23.03.2024

Diğer

23 Mart 2024

Bu ülkede infialin bir istiap haddi yok.

Her gün çeşit çeşit acıyla, trajediyle, fesatlıkla, kinle, nefretle, eziyetle, hainlikle, vahşetle, cinayetle, katliamla infial sizi sarıyor, bazen boğuyor!

İliç'te madenin çamuru içinden çıkıyorsunuz, geride 9 ekmek parası cinayetini bırakarak; bir kadının yanına düşüyorsunuz, acaba hangi "koca, eski koca, nişanlı, sevgili, yavuklu, göz koymuş cinayeti"ydi bu diye.

Kalkmanızla metro hattına atlamanız bir oluyor; 25 yaşında bir genç oluyorsunuz paramparça.

Aklınız unutmaya meyilli, kalbiniz yeni acıyı yutmaya teşne ya; tekmelenen kedi mi olmalısınız, yoksa yakılanlardan biri mi, acaba boğulan köpek mi?

Peşkeş çekilen ormanda bir ağaç olun, betonlanan sahilde bir kum tanesi, bir deniz yıldızı, bir kestane, bir yengeç, bir su damlası isterseniz.

Al işte çocuk olduk şimdi!

Şaşırmış, tükenmiş, korkmuş, yıkılmış birer çocuk o an.

Çocuklar musluktan su içmesin çünkü kötü olur gülüm diye her yerde bitmiş damacanalarda "kötülüğün dibi" yıllardır bir odaya kapatırmış yavruları.

Ne İliç, ne yerdeki kadın, ne kedi ne köpek, ne tabiat, ne metroçocuk; istiap haddi yok. Hepsini aştık geldik çocuklar! Bu tahammül edilemez bir şey, bir sürü şey ki tahammül edilemez. Unutmalarımıza mı katalım, artık hepsini birden mi hatırlayalım?

Okul, sokak, mahalle, aile, asayişten sorumlu maaile sanki gizli bir suç ortağı gibi görememiş çocukları, bakamamış damacanaların arkasına, okul kapısında duramamış, evle okul arasında dikkat kesilememiş, ne oradan bir ses ne onca mağdur çocuktan bir nefes duyabilmiş, hissedebilmiş, ne bir çocuğun yüzündeki o korkunç ifadeyi aklıyla kalbiyle görebilmiş.

Aile, okul, askerlik, iş, işsizlik, kin ve nefret iklimi, açlık, yoksulluk, karanlık; dizilerle, dinle, milliyetçilikle, kendi gibi bir başkasına öfkeyle avutulacak bir ömür bekliyordu oysa çocukları.

Yetmemiş ki, daha küçücük yaşlarında, zehirli damacana onları yutmuş, minicik ruhları ile bedenlerini parçalamış, akıllarını ve hafızalarını bir ömür boyu rehin almış, bu dünyanın öyle geçip giderken görebildiğin göreceğin kötülüklerden ibaret olmadığını "ses geçirmez" bir oda vahşetinde çocukların bir uçurumun dibi kadar sessizliğine, korkuyla sinmiş, silinmiş yüzlerine; dünyanın bütün cehennemin bütün tokatları, tekmeleri, silleleri gibi çarpmış.

Bu çocuklar savaştan mı korkmalı, barışla mı umutlanmalı? Bu çocuklar depremden mi korkmalı bir yuva kurmaya mı umutlanmalı? Bu çocuklar büyüyüp ne olmalı? Nasıl olacak bu kapkaranlık çocuklukta kalmamaları?

Suç ortaklarını sayarken, bir........

© T24


Get it on Google Play