Hayranlık zihin donukluğu ve adanmışlık
Diğer
14 Temmuz 2025
Gönümüzün kitle davranışları üzerine düşünüyorum. Özellikle siyasi lider ya da ünlü figürlere duyulan hayranlığın nasıl bir zihin donukluğu yarattığı ve bu donukluk nedeniyle de eleştirel düşünme yetisinin nasıl köreldiğini gözlemliyorum. Bu hayranlık ve kapılmanın yarattığı zihin donukluğu aynı zamanda kitlelerin kolay güdülebilmesini kolaylaştıran duyu yitimine de neden oluyor... Belki de demokrasiler içinde yeniden hortlayan otokrasinin en etkin nedeni de budur...
Duyu yitimi kitlelerin güdülebilirlik karakterini de belirliyor. Zihin donukluğu sadece pasif bir durum değildir, aynı zamanda yönlendirilmeye açık bir zihinsel zemindir. Liderin söylemleri ne kadar irrasyonel ya da zararlı olursa olsun, bu tür hayranlıkla yaklaşan kitleler o söylemi sorgulamak yerine içselleştirir.
Zihin donukluğu ve hayranlık ilişkisi birbirini doğrulayan ve adanma duygusunu pekiştiren hem bireysel hem de toplumsal açıdan sayrıl bir durumdur. Kitlelerin bir lidere ya da figüre duyduğu hayranlık — özellikle de bu hayranlık kutsal ya da dokunulmaz bir inanç haline geldiğinde — bireyin kendine ait düşünce üretme kapasitesini devre dışı bırakır. Çünkü düşünmek, sorgulamak demektir. Oysa böylesi bir hayranlık, sorgulamayı değil, uyumu ve sadakati yüceltir.
Bireyin zihinsel bağımsızlığını yitirdiği, bir lidere ya da figüre mutlak sadakatle bağlandığı noktada, eleştirel düşünme yetisinin körelmesi kaçınılmaz hale geliyor. Bu durum yalnızca bireyin değil, bir bütün olarak toplumun zihinsel esnekliğini de azaltıyor. Kitle psikolojisinin bu yönü tarih boyunca hem demokrasilerde hem de otokrasilerde ciddi sonuçlar doğurmuştur.
Demokrasi........
© T24
