menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“Sanat iyileştirir” mi?

22 9
21.06.2025

Diğer

21 Haziran 2025

Atina Okulu, Raffaello Sanzio

“Sanat iyileştirir" söylemini oldukça duygusal ve yersiz buluyorum. Sanatçıların çalkantılı yaşamlarına ve sanatın muhalif doğasına baktığımız zaman çileci bir figür çıkar karşımıza. Toplumsal yozlaşmanın karşısında kendi tedirginliğinden kaynaklanan arayışlarına karşın sanatçıyı tedaviye muhtaç olan bir özne konumuna koymak gibi bir şey bu. “Sanat iyileştirir” söylemi özellikle günümüzde sıkça tekrar edilen, ama içeriği çoğu zaman yüzeysel kalan popüler bir iddia olsa da bunun arkasında ne tür bir politik gereksinimin olduğuna bakmak lazım.

Sanatın iyileştirici olduğu söylemi (içerdiği anlamıyla) nereden geliyor? Bu anlayış, büyük oranda 20. yüzyılın ikinci yarısında yaygınlaşan “sanat terapisi” yaklaşımlarından ve new age düşünce sistemlerinden besleniyor. Sanatın bireysel ifade aracı olarak kullanılması, özellikle travma sonrası iyileşme süreçlerinde faydalı olabilir — ama bu, sanatın temel doğası ile karıştırılmamalı. Sanat terapidir demek, onu herhangi işlevsel bir araca indirgemek olur.

Tarihsel olarak birçok sanatçı kendi acılarından, toplumla olan gerilimlerinden, içsel çatışmalarından beslenmiştir. Sanatçının çileci (asketik) doğası ve muhalif tavrı onu kendi iç huzurunu arayan bir insan halinden alıkoyar. Sanatçının kendini ifade etmesi, dışavurumcu bir şekilde içsel sorunlarını yansıtması “terapi” gibi görünse de, bu süreç çoğu zaman kişinin daha da derinleştiği, hatta bazen kendi içine çöktüğü bir yoldur. Arayış, cevap değil sorudur; huzur değil çatışmadır. Dolayısıyla, sanatçı “kendini iyileştiren” değil, kendiyle birlikte toplumun çürük yerlerini deşen, hatta bazen kendi ruh sağlığını bu uğurda riske atan kişidir.

Sanat çoğu zaman rahatsız eder, konfor alanını bozar. Toplumsal dogmaları,........

© T24