menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kapsayıcılık diye diye ayrışma: Dört kıssa dört hisse

15 1
10.06.2025

Diğer

10 Haziran 2025

Farklılıkları tanımak, kimlikleri anayasal güvence altına almak ve bu doğrultuda yönetsel yapıyı yerelleştirmek...

İlk bakışta kulağa ne de güzel geliyor.

Fakat bu konuda aksi yönde dört kıssam ve dört hissem var.

KISSA 1: Bosna Hersek'te 1995 Dayton Anlaşması sonrası oluşturulan anayasal yapı, “üç kurucu halk”a atıfla oluşturuldu: Boşnaklar, Hırvatlar, Sırplar. Bu üç grup arasında etnik kota, veto hakkı, ayrı kantonlar gibi çok sayıda anayasal imtiyaz tanındı. Ama bu yapı “kurucu halk” sayılmayan diğer gruplarda (örneğin Romanlar, Yahudiler, Türkler, Arnavutlar) ciddi tepkiye yol açtı. Hatta bu ayrımcılık sorunu, İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına dahi konu olmaya başladı.

HİSSE 1: Kimlik temelli tanımalara bir kez başlandığında, bunun sınırını çizmek güçleşir. Her topluluğun tek tek sayılma ve tanınma beklentisi karşılanamayacaksa (Bolivya gibi ayrıksı örnekler hariç bu neredeyse imkansız) bu yola girmek çözüm getirmez, yeni dışlanmalar üretir.

KISSA 2: 2012 tarihli Mısır Anayasası hazırlanırken dinsel tanımanın çözüm olacağı düşünüldü. Semavi dinler, isim de zikredilerek tek tek tanındılar. Bu defa semavi olmayanlar dışlandı. Keza mesela Hristiyan Kıptiler sözde tanındılar fakat Anayasa’daki İslam vurgusu o kadar baskındı ki, diğer inançlara yalnızca çok hukukluluğun potansiyeli içinde sınırlı saygı gösterildi.

HİSSE 2: Kayırmacı tanıma (İslamcı çok hukukluluk uygulamaları vb.) projeleri etnik sorunları........

© T24