menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Ankara Emniyeti'ndeki "gizli tanık skandalı"nda son gelişmeler: Doktor raporundaki şüphe ve kamerasız odada olanlar

334 1
14.05.2024

Diğer

14 Mayıs 2024

Suç örgütü lideri olduğu iddiasıyla tutuklanan Ayhan Bora Kaplan dosyasında ortaya dökülenler tek kelimeyle rezalet.

Bir soruşturma dosyası ancak bu kadar perişan edilebilir.

Polisin gizli tanık yaptığı, aynı zamanda suç örgütü yöneticisi olarak adli soruşturmada yer alan Serdar Sertçelik'in açıklamaları, memleketin geleceğine faydası olması beklenen bir adli soruşturmanın, kişisel hırslar ve menfaatler ile siyasette güçlenmeyi amaçlayan kimi dini grup ve cemaatlerce nasıl istismar edildiğinin örneği olarak kayıtlara girdi.

Eski AKP Milletvekili Şamil Tayyar, yaşananlarla ilgili MİT Başkanlığı'nın devreye girdiğini duyurdu kişisel sosyal medya hesabından.

İşin içine MİT'in girmesi demek, yaşananların basit bir gelişme olmadığını, ulusal güvenlik merkezinde değerlendirildiğinin işareti aynı zamanda.

Kaldı ki, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da diğer yandan adli soruşturma yürütüyor.

Ankara Emniyeti'nde geçen hafta patlak veren olaylar zincirini takip ederken, ister istemez , "AKP'ye yönelik çekildiği iddia edilen operasyondaki üst akıl kim / kimler?", "soruşturmayı yürüten polislerin, gizli tanığa ifadesinde geçirmek için telkinde bulundukları isimleri kim / kimler belirledi?", "bu süreç sadece polisin yürüttüğü bir süreç mi, başka kim / kimler bu süreçte var?" soruları kafaları kurcalıyor kuşkusuz.

İçişleri Bakanlığı müfettişleri, umarım bu konuda da kamuoyunu tatmin edici bir tespitte bulunurlar. Aksi takdirde benzer süreçlerden farkı kalmayacak yaşananların.

Gizli tanık Serdar Sertçelik'in her açıklaması, yeni tartışmaları beraberinde getiriyor.

Bir dönem organize suç örgütü hükümlüsü ve firari Sedat Peker'in ardından, şimdiler de yine kırmızı bültenle aranan firari Muhammed Yakut'la birlikte yurt dışında olduğu belirtilen Serdar Sertçelik'in açıklamaları, ne acı ki ülkenin idaresini ve siyasetini doğrudan etkiliyor.

Sertçelik'in görüntülü açıklamalarıyla beraber, gelişmeleri yakından takip etmeye çalışıyorum.

Bu arada, aynı konu çerçevesinde çokça dezenformatik bilgiler dolaşıyor ortalıkta. Bunları değerlendirip doğruya ulaşmak epeyce zorlaştı.

Sıra süreçle ilgili edindiğim yeni bilgileri paylaşmaya geldi.

Aktardıklarımı okuyunca, sürecin aslında daha geniş alanda yürütülmeye çalışıldığına tanık olacaksınız.

Önce, gizli tanık Serdar Sertçelik'in konumu hakkında bilgi vereyim.

Sertçelik, geçen Kasım'da Ankara'da bir lokantada vuruldu. Artık hemen herkesin bildiği bu yaralama öncesinde Sertçelik, Ankara Emniyeti Organize Suçlarla Mücadele Şubesi'nce (OSMŞ) yürütülen Ayhan Bora Kaplan dosyasında "örgüt yöneticisi" konumundaydı. Zaten ilk iddianamede bu durum mevcut.

Sertçelik, yine vurulmadan önce Kaplan soruşturmasında gizli tanık yapıldı.

Fakat kritik olan durum, vurulduktan bir gün sonra gizli tanık olmasına karşın soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca Serdar Sertçelik'in gözaltına alma kararı verilmesi.

Kararın gerekçesi, Sertçelik'in, Mahfuz Tatar cinayetindeki konumu.

Bir ek bilgi vereyim: Mevcut yasalara göre, bir dosyada gizli tanık olan bir kişi, başka bir dosya çerçevesinde şüpheli olarak gözaltına alınabiliyor.

Sertçelik hakkında savcılığın gözaltına alınma kararı verilirken, kurşun isabet eden Sertçelik için hastanedeki tedavisi sonrasında hazırlanan doktor raporunda "gözaltına alınmasında sakınca vardır" görüşü verildi.

Buna gerekçe ise, Sertçelik'in "iki ayağına birden kurşun isabet etmesi ve yürüyemeyecek olması".

Gerekçeyi bir kenara not edin, çünkü birazdan ihtiyaç olacak.

Her iki ayağı alçıya alınan Sertçelik, evine taburcu edildi. Gelişme üzerine; polise, gözaltına alınma........

© T24


Get it on Google Play