menu_open Yazarlar
QOSHE'nin özellik ve deneyimlerinden faydalanabilmeniz için çerez kullanıyoruz.

Daha fazla bilgi  .  Kapat

Mehmet Birgen’in tek ömrüne on hayat nasıl sığmış?

20 0
31.08.2025

Diğer

31 Ağustos 2025

Mehmet Birgen

Geçen aylarda kargodan kalın, ciltli, pahalı baskılı, hem İngilizce hem Türkçesi olan iki kitap çıktı. Kitap Mehmet Birgen’in, adı ‘Bir Ömürde On Hayat’. Ön ve arka kapak içi, ara sayfalar dünyaca ünlü kişilerin, siyasetçilerin, artistlerin Birgen’le çekilmiş fotoğrafları ile kaplanmış. Nereden tanıyorum Mehmet Birgen’i, diye düşündüm. Bodrum’da M&M diye bir bar-gece kulübü vardı, bir de denizde yüzen katamaran diskosu. Bir de elbette Haydarabad Nizam’ının ilk eşi Esra Bereket’in erkek kardeşi olması… Kitaba göz gezdirirken birden arkadaşım Rüya Mocan’ın da ismine rastladım ve arayıp röportaj için Mehmet Birgen’in telefon numarasını istedim. Rüya da eşi İlhan Nebioğlu ile Yunanistan’ın Simi Adası’nda kiraladıkları evde yazlıkta olduklarını söyleyip “Kuzenim Mehmet hafta sonu geliyor, sen de atla gel, söyleşiyi burada yap” dedi. Bir an için düşündüm. Neden olmasın, bakalım Mehmet Birgen tek ömre 10 hayatı nasıl sığdırmış? Ve atlayıp gittim...

Önce kısa bilgiler vereyim. Mehmet Birgen’in büyük büyük büyük dedesi Hafız Ahmet Ağa Osmanlı yönetimi sırasında Rodos Adası’nda bir vakıf kurmuş. Ada’da Hafız Ahmed Osmanlı Kütüphanesi var. Onun oğlu büyük büyük dedesi Fethi Ahmet Paşa Tanzimat Dönemi’nde Enderun’da (saray okulu) eğitim görmüş, Giritli Eleni ile evlenmiş, politika araya girmiş, Eleni’yi boşamış, II. Mahmud’un kızı, I. Abdülmecid ve Abdülaziz’in kız kardeşleri Atiye Sultan’la evlenmiş. Atiye Sultan çok genç yaşında vefat edince gerçek aşkı Eleni’ye geri dönmüş. Fethi Paşa Avrupa başkentlerine gönderilen ilk Osmanlı diplomatlarından ve II. Mahmud ve I. Abdülhamid zamanlarında da maliye bakanlığı yapmış. Bol bol mal mülk edinmiş. Mehmet Birgen’in annesi Rey’an Hanım Boğaz kenarında Fethi Ahmet Paşa’nın Pembe Yalı’sında büyümüş. Paşa Baba, kızlarına da yanlarında iki yalı daha inşa ettirmiş. Sait Paşa’nın torunu 1950’lerde Demokrat Parti Tekirdağ Milletvekili Şevket Mocan da (Rüya Mocan’ın babası) daha sonra Pembe Yalı’nın varislerinden biriydi. Çok karışık değil mi?

Gelelim Mehmet Birgen’in dokuz yaş büyük ablası Esra’nın evlendiği Haydarabad Nizam’ı Mir Bereket Ali Khan yani bilinen adı ile Mukarram Jah’ın ailesine. Bereket’in dedesi Mir Osman Ali Khan Haydarabad’ın yedinci ve son resmi nizamı. Saltanatı 1911’den 1948’e kadar sürdü. Devasa toprakları, malı mülki ve mücevherleri vardı. Hindistan bağımsızlığını kazandıktan sonra yeni hükümet prensliklere katılmalarını talep etti. 1948’de Haydarabad Hindistan’ın resmen bir parçası oldu. Ondan sonraki kuşaklar, yani Prenses Esra’nın eşi ve onların çocukları da sadece sembolik olarak Nizam unvanını taşıdılar. Son Osmanlı Halifesi Abdülmecid Efendi’nin Ömer Faruk Efendi ile birlikte ikinci çocuğu Hatice Hayriye Ayşe Dürrüşehvar Sultan idi. Dürrüşehvar Sultan da Bereketin babası yani Mir Osman Ali Khan’ın en büyük oğlu ile evlendi ve Berar Prensesi unvanını aldı. Yani kısacası Prenses Esra, Nizam Mir Bereket Ali Khan ile evlenerek Dürrüşehvar Sultan’ın gelini oldu. Mehmet Birgen kitabında “Bereket ve Esra’nın dört bir yanında evleri vardı. Hindistan, İstanbul ve Londra. Ama hafızamda en çok yer eden, Beylerbeyi’nde deniz kenarındaki o görkemli yalı, Mabeynci Faik Bey Yalısı idi. Esra o yalıyı Kalkavan’lardan almıştı sonra da Sabancı’lara sattı. Hatta Peter Ustinov ve Melina Mercouri’nin Topkapı filminin bazı sahneleri de o yalıda çekilmiş idi” diye anlatıyor.

Simi’ye vardığımda hava hiç olmayacağı kadar rüzgârlı ama keyifler yerindeydi. Nimborio Koyu’ndaki güzel evlerinde Nebioğlular bana da banyolu bir oda verdiler. Kapıdan girdiğimde Mehmet Birgen’in mutfakta yemek yaptığını gördüm. Yemek yapmak hobisiymiş. Koca bir tepsi fırında sebzeli domuz bonfilesi ve rokfor soslu andiv salatası. Masaya Rüya, İlhan, Mehmet, eşi Diana, eski eşinden oğlu Alp ile oturduk.

Ertesi sabah açtım kayıt cihazını ve başladık söyleşiye.

Kitabın başından bir soruyla girdim; “Dayınız sizi neden evlat edindi?”

“İki kardeştiler dayım ve annem. Annem Re’yan çok saftı ama sorunluydu. Dayım Şehsuvar Menemencioğlu’nun ben ve Esra’yı evlat edinmesindeki neden, benim kişisel görüşüm, annemin mal varlığı idi. Ölmeden önce annem ‘Bütün malvarlığımı sattı yedi bitirdi’ dedi. Hatta annemle ben de Erenköy’deki evden Bebek’te aldığımız yere taşınmak zorunda kaldık çünkü dayım yeni eşi Sara’ya olan düşkünlüğü yüzünden, annem ve benden Erenköy’deki evden çıkmamızı istemişti. Annem o eve çok fazla zaman ve para harcamıştı ama bir kuruş bile geri alamamıştı.”

Kitapta annesinin kuralcı ve ciddi, sürekli eleştiren, yönlendiren, ‘nevrotik’ bir tip, eczacı ve yelkenci babasının ise maceracı ve umursamaz bir adam olduğunu söylüyor Birgen. Hatta kadınlara olan ilgisini babasından aldığını anlatıyor. Ablası Esra’nın ise doğduğu günden itibaren ona hayatı zehretmekten keyif aldığını da itiraf ediyor ve “ev hayatım pek huzurlu değildi” diye devam ediyor. Ailesini, evini ve evi terk eden eczacı babasını anlatırken; “Babamın ikinci eşi Faize’den öğrendim, annem Esra kucağında babamı takip edermiş. Sinema’ya götürürmüş kadınları. Annem de onları yakalarmış ‘Aa merhaba ne haber?’ dermiş. Bir akşam tüm aile yemek yerlerken babam ‘Bıktım Re’yan’dan sürekli beni takip ediyor’ demiş. Dedem de ‘Böyle olmaz evine geri dön, sana emrediyorum demiş.’ İşte böylece babam eve dönüşünden sonra da ben doğmuşum.”

Yıl 1958, Mehmet Birgen 12 yaşındayken Galler’de rahiplerin okuluna gönderiliyor. İngilizce öğrenmesi ve haylazlıktan kurtulup sıkı bir eğitim alması için... Ancak iyi bir öğrenci hiç değil. Okulda pedofili olduğunu söylüyor. İngilizce öğrenemediği gibi İranlı arkadaşları sayesinde Farsçayı söküyor. Yazın İstanbul’a döndüğünde Erenköy’deki evlerinde büyük partiler veriliyor. Los Paraguayos gelip çalıyor. Böyle bir ortam var. Genç ve güzel bir kadın olan ablası Esra’nın iki erkek arasında bir seçim yapmak zorunda kaldığını görüyor. Haydarabad Nizamı Bereket Jah ve Irak Kralı II. Faysal. Esra ve annesi aralarında Bereket’e 6, Kral Faysal’a 8 adını takmışlar ana kız aralarında gizli gizli kodlarla konuşuyorlar. Esra sonunda Bereket’i seçiyor. Maalesef Kral Faysal da, tam Hanzade Sultan ile Mısır Prensi Muhammed Ali İbrahim’in kızı Fazile ile evlilik hazırlığı arifesinde, 1958’de Irak devriminde öldürülüyor.

1960 yılında Mehmet Birgen okul değiştiriyor ve Essex’te Copford Glebe Okulu’na giriyor. Bir erkek okulu. İleride hayatını yönlendirecek okul arkadaşlarıyla burada tanışıyor. Pakistanlı yazar, şair Muhammed İkbal’in torunu Azad İkbal, Suudi NCB Bankası’nın sahibinin oğlu Khalid bin Mahfouz, dev Suudi müteahhidin oğlu Salem bin Laden, Sony’nin kurucusunun oğlu Joe Hideo Morita... Türkiye’den de Cefi Kamhi, Nadir Yelkenci gibi çocuklar… Mehmet 14 yaşında. “The Glebe sıradan bir yatılı okul değildi, benim büyüme hikayemin sahnesiydi” diyor. Hayat boyu yakasını bırakmayacak kız peşinde koşmalar, flörtler, barlar, arkadaşlıklar, dostluklar, araba kaçırmalar, komşu kız okullarıyla partiler... 1966 yılında okul bitiyor. Ne O ne A level seviyesi geçilmiş, akademik durum berbat ama hayat tecrübesi ve haylazlık mükemmel. Okul bitince elbette bir boşluğa düşüyor. Çağ seks, uyuşturucu ve rock’n roll çağı. Bir arkadaşının da önerisi ile Miami’ye doğru yola çıkıyor. Yolda, New York’ta Birleşmiş Milletler’de Protokol Şefi olan Sinan ve akrabası ve vasisi Sara Korle’nin yanında mola veriyor. Annesinin gönderdiği harçlıkların da kasası Sara Korle. Bir akşam bir iş adamının davetinde Gina Lollobrigida ile tanışıyor ve ev sahibi onu ünlü oyuncunun yanına oturtuyor. Boşalan bardakların da rehavetiyle gece henüz 50’li yaşlarının başında olan Gina’nın evinde son buluyor.

Mehmet Birgen, Miami’de her 18 yaşına girenin girebileceği Community College’a giriyor ve tasarım öğreniyor. O yıllarda Teksas hâlâ petrolü ile tanınırken annesinin tanıştırdığı bir petrol zenginin davetiyle Dallas’a gidiyor, sürekli debutante balolarına gidip sosyeteye yeni giren kızlarla bir tür........

© T24