menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Renkler âlemi (3): Modada, mimaride, sanatta beyaz ile siyah

18 0
07.07.2024

Diğer

T24 Haftalık Yazarı

07 Temmuz 2024

Beyazın huzur verici psikolojik etkiye sahip olduğu, devamlılığı ve istikrarı belirttiği söylenegelmiş ve bu nedenle iş görüşmelerinde beyazın tercih edilmesinin olumlu etki yaratacağı önerilmiş. Bununla erkeklere beyaz gömlek giymeleri öneriliyor olsa gerek, yoksa ne erkeğin beyaz takım elbise ne de kadının beyaz elbise ile iş görüşmesine gitmesinden bahsedilmiyor herhalde! Bana kalırsa erkek lacivert ya da siyah, kadın da siyah elbise giymeli iş görüşmelerinde.

Ama madem giyimden bahsettik, moda alanına şöyle bir uzanalım.

Moda deyince ilk akıla gelenler Fransa ve İngiltere elbette. Bu ülkelerin hem erkek hem de kadın aristokratları 18. yüzyılda ve 19. yüzyılın başlarında beyaza düşkünlermiş, erkekler beyaz çorap ve beyaz peruk kullanırken kadınlar işli beyaz elbiseler giyermiş. Yatak çarşafları ve iç çamaşırları ise temizlik için kaynatıldıklarında solmamaları gerektiğinden (sabit boyalar yok daha!) zaten ancak beyaz olabilirmiş.

Buna karşılık aynı dönemlerde İtalya, İspanya ve Amerika'da modada siyah egemenliğini görüyoruz. Tabii zaman içinde, özellikle Fransız İhtilali sonrasında sanayileşme hızlandıkça her şey, herkes siyaha yönelir olmuş. İnsan acaba bunda özellikle yoğun kömür kullanmasından ve her yeri kara dumanların kaplamasından dolayı kentlerin kararmasının, binalardan tutun da insanların üstünün başının hızla kirlenmesinin rolü var mıydı diye düşünmekten kendini alamıyor; hele ünlü İngiliz yazarı Charles Dickens'in İngiltere'yi "Kara Ülke" olarak anlatmasını göz önüne alırsak! Büyük olasılıkla teksil sanayisinde sentetik siyah boyaların piyasaya çıkmış olmasının da etkisi vardır ayrıca.

Bir düşünün o dönemlerin ünlü Avrupalı yazar ve ozanlarını. Hepsi siyah elbiseler içindedir. İşadamları ve aristokratlar da öyle. 19. yüzyılda akşam toplantılarında, yemeklerinde erkeklerin üzerinde genellikle dizlerine kadar inen çift kuyruklu siyah ceketler vardır. Yemekten sonra erkekler puro, pipo ve Kırım Harbi sonrasında ortaya çıkan sigaraları içecekleri odalara çekilirlermiş. Anlatıya göre ilk kez, sonradan İngiliz tahtına VII. Edward adıyla çıkacak olan Galler Prensi, 1865 yılında kendi terzisine gece giyilecek kuyruksuz, siyah bir ceket diktirmiş ve böylece smokin (smoking jacket) icat edilmiş. Bunun ABD'ye ulaşması çok sürmemiş elbette ve bu defa giymeye başlayanlar New York'taki "Tuxedo Kulübü" üyeleri olunca bu ceketin Amerikancası "Tuxedo" diye yapışmış kalmış!

Gelelim 20. yüzyıla. Hiç kuşkusuz kadınların gece elbiselerinde siyahın bütün piyasayı basmasının ardında Coco Chanel'in 1926'da yarattığı ve "Basit siyah elbise" (Little Black Dress – LBD) olarak anılan, kadını çok rahat ettiren elbise var. Dayanıklı, her zaman kullanılabilen, herkes için erişilebilir fiyattaki LBD bir yayılmış, pir yayılmış. Biraz eteğini uzat, olsun sana kokteyl elbisesi; biraz daha uzat, işte gece elbisesi. Hiç geçmeyecekti bu moda, 1970'lerde bile hâlâ revaçtaydı; etekler kısalsa da uzasa da giymeyen ünlü kalmadı! Siyahın hiç de dendiği gibi karamsarlık ve kötü duygular çağrıştırmadığının bundan daha iyi örnekleri olabilir miydi!

Sanatçılar da hep siyaha bürünür. Klasik müzikte orkestra üyeleri ve şef her zaman siyah giyer. Fransız en ünlü "chanson"larını söyleyen Edith Piaf, Juliette Greco, Johnny Hallyday, Michel Sardou, Léo Ferré, Belçikalı Jacques Brel, Yunan Mikis Theodorakis, Amerikalı Johnny Cash sahnede siyahlar içindeydi.

Bu noktada ilginç bir sözden bahsetmek istiyorum: "Mimarlar siyah giyer." Uzun yıllardır hep mimarların arasında yaşadığım için bu söz doğru mu, nereden çıkmış, neden böyle, benim merak edip araştırdığım bir konu. Deniyor ki, çok eski yıllarda, mimarların tasarımlarını sadece grafit ve kurşun kalemle yaptıkları dönemde, gömlek ve ceket kolları tasarım tahtasına sürtünürken devamlı kirlenir, kararırmış. İşte özellikle bütün gece çalışıp sabahtan sunum yapmaları gerektiğinde zor durumda kalırmış mimarlar ve bunun önüne geçebilmek için siyah giyer olmuşlar. İster inan ister inanma! Ama şu hususların da siyah giyimlerinde rol oynadığı anlaşılıyor:

Siyahın ciddiyet, uzmanlık, zarafet duygusu uyandırması, profesyonelliği göstermesi; her zaman, yoğun çalışma altında günün hangi saatinde olursa olsun kıyafet değiştirmekle uğraştırmaması, hep geçerli olması, modanın gel-gitlerine tabi olmaması; müşterinin dkkatini mimarın üstüne değil, sunduğu tasarıma yönlendirmesi; ve son olarak sanki, meslektaşlar arasında bir dayanışma ifadesi gibi üniforma niyetine kullanılması. Kimi........

© T24


Get it on Google Play