menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

13 yıl sonra Şam’dan Suriye gözlemleri

21 4
10.06.2025

Diğer

10 Haziran 2025

Türkiye'nin son Şam Büyükelçisi Ömer Önhon, Emevi Camii avlusunda

Esad rejimi çöktü ama Suriye’deki mesele sona ermedi, yeni bir evreye geçildi. Savaşa yol açan meselelerin kök nedenleri çoğunlukla varlığını sürdürüyor, ayrıca mevcutlara eklenen yeni meseleler var.

Orta Doğu’nun yeniden şekillendirilmekte olduğu bir dönemde Suriye’de ve etrafında yaşananlar oldukça önemli.

Haziran ayının ilk haftasında, 13 yıl sonra, birkaç günlüğüne Şam’a gittim.

Şam’ın 4 milyon civarında olan nüfusu artık 5.5 milyon civarındaymış.

Şam kırsalı, Deir ez Zor, Haseke ve Rakka’dan gelen mülteciler şehrin insan profilini değiştirmiş. Bu insanlar, savaş bitmesine rağmen evlerinin yıkılmış olması, ekonomik zorluklar ve güvenlik kaygıları nedeniyle geldikleri yerlere dönmüyorlar.

Şam’ın emniyetini, hepsi İdlib'den gelen, yeni Suriye yönetiminin güvenlik güçleri, yani Hayat Tahrir el Şam (HTŞ) milisleri veya yeni tanımlamasıyla Suriye ordusu askerleri sağlıyor.

HTŞ’liler halka Esad döneminin güvenlik güçleri gibi hoyrat davranmıyorlar, ölçülü hareket ediyorlar ve nazikler.

Yeni yönetim kadınlara kılık kıyafet tanımlaması, sınırlaması getirmemiş. Alkol satışıyla ilgili bazı düzenlemeler yapılmış ama yasaklanmamış. Hristiyanlara baskı yapılmıyor ve kiliseler normal işlevlerini yerine getiriyor.

Yani Şam’da, Afganistan tipi “Talibanlaşma” yok. Suriyeli arkadaşlarım, sahil şeridinde de durumun genel olarak böyle olduğunu ama İdlib, Halep kırsalı, Humus ve Hama’da daha muhafazakâr bir yaşam tarzı bulunduğunu, bu bölgelerin her zaman muhafazakâr olduğunu da hatırlatarak, söylediler.

Suriye’de devlet yapısı çökmemiş ama eski bürokratların çoğunun işine son verilmiş. Yeni bir bürokrasi kadrosu yaratmaya çalışıyorlar ama tecrübesizlik ve kadrosuzluk olumsuz etkilerini gösterdiğinden, işten çıkardıkları bürokratlardan bazılarını geri çağırmaya başlamışlar.

Suriyeliler, acil olarak, ekonomi çarkını işletmek ve halkın günlük yaşantısını iyileştirmek gerektiğini söylüyorlar. En üst düzey devlet memuru aylığının 100 dolar civarında olduğu bir ortamdaki zorlukları tahmin edebiliriz.

Suriye yabancı yatırımcı bekliyor. ABD, BAE, Fransa ve Türkiye'den son birkaç hafta içinde yatırımcıların gelmesi ve projeler üstlenmeleri umut verici gelişmeler.

Bu kapsamda, Trump’ın yaptırımların kaldırıldığını açıklaması çok önemli bir aşamaydı ancak bürokratik sürecin de tamamlanması gerekiyor.

En öncelikli meselelerden biri, Suriye’de bankacılık sisteminin oluşturulması ve uluslararası sisteme entegrasyonu.

Esad rejimi yıllardır ülkesini soymuş ve savaşın yarattığı yeni fırsatları da kullanıp servetine servet katmış. Şu anda dünyanın birçok yerindeki bankalarda (ve herhalde en çok Batılı ülkelerde) Esad ailesi mensuplarının veya yakınlarının Suriye’den çaldıkları milyarlarca dolar yatıyor.

Suriye, 20 ila 40 milyar dolar arasında olduğu söylenen bu paraların peşine düşecektir herhalde ama geri alabilmesi çok zor.

Şam şehri savaşta zarar görmemiş ama Esad rejimi, müttefikleri Rusya ve İran’la birlikte, Şam’ın banliyölerini (Darayya, Yarmuk, Kafarsuse gibi) ve “Rif Dımaşk” ismini taşıyan Şam kırsalındaki ilçeleri (doğu Guta, Duma, Harasta gibi) harabeye çevirmiş. Ben Jabar’a gittim ve korkunç yıkımı gördüm.

Geçiş dönemi........

© T24