menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Fidan döneminin sonunda gibi, Suriye ise yolun başında

87 9
31.08.2025

Diğer

31 Ağustos 2025

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan

AKP’nin Hakan Fidan gibi sözcüleri hep yüksek kürsülerden ders vermeye ve akılları sıra muhalefete ama özellikle CHP’ye not dağıtmaya alışıktır. Neredeyse çeyrek yüzyıldır meydanı boş bulmuşlar, daha doğrusu mıntıkayı hep kendileri temizlemişlerdir.

Önceden kendilerinin hazırlanmadığı hiçbir soruya izin vermezler. Doyasıya çarçur etmekten kaçınmadıkları kamu kaynaklarından Nazi Almanya’sını aratmayacak ölçekte bir propaganda makinasını beslerler. Yargıyı silâhlaştırıp ifade özgürlüğünü boğdukları için incilerini kafalarına göre dağıtırlar. Sürekli hepimizi azarlarlar. Epeydir, halkın arasına girmekten de çekinirler. Bin odalı sarayın labirent gibi karanlık koridorlarında beyhude gezerler, birbirlerini överler ve birbirlerinin kuyularını kazarlar.

Güncel bir örnek olarak, Deniz Kuvvetleri “çağrı” yapar, Teknofest İstanbul’da Cumhurbaşkanının katılımıyla gösteri icra eder, muvazzaf amiral ve mütekait generaller de kendisine şirin görünmek için uçak gemisi maketi taşırlar. Suriyeli cihatçılar karşısında Milli Savunma Üniversitesi’nde selâm durdurulan kurmay subayların acıklı durumu yanında belki bize bu trajikomik manzaraları sineye çekmek, “buna da şükür” demek düşer.

Güvenceye almak için Leonardo’ya satılan damadı şehriyarinin şirketi Baykar kamu şirketi Aselsan’la haksız rekabete girer, Avrupa pazarında önünü keser. Yaygın iddialara göre Roketsan’dan mühimmat almak için yine Baykar “işaret” edilmektedir. Herhalde yabancı yatırımcıya kolaylık için “one-stop-shop” denilen tek imzalı çağdaş uygulama, “yerli ve milli” tek adam düzeninde savunma sanayisinde böyle bir tekel yaratılmak için uyarlanmıştır.

Tabiatıyla, halkın Cumhuriyet döneminde hanedandan hazzetmediğini Osmanlı tarihinden örneklerle vurgulayan Fatih Altaylı da bu bağlamda cezalandırılır. Erdoğan’ın laik Cumhuriyetin kurucusunun huzuruna “ümmetin umudu” nidalarıyla çıktığı yerde bu tür hak ihlâlleri vakayı adiyeden sayılsa gerektir.

Erdoğan’ın aklına eser, PKK’lıları dağdan indirecek bir yasayı, bir de cezaevlerindeki PKK’lıları çıkaracak bir diğer yasayı, yılsonuna dek ısmarlama çıkartmak üzere bir komisyon kurulur. Ama daha yolun başında haşmetmaabın uzayan tartışmalardan canı sıkılır, başlar Suriye konusunda “bir gece ansızın gelebilirim” yollu uyarılara.

Cihan lideri (!) Ahlat’a da gider, yalnızca 30 Ağustos Zafer Bayramı layığınca kutlanmasın ve Atatürk’ün kurucu önderliği unutulsun diye takvime koydurulan Malazgirt anmasında alelusul yine “Arap-Kürt-Türk…” diye söze girer. “Kılıç kınından çıkarsa kaleme kelama yer kalmayacağını” o bilinen belagat........

© T24