Ekonomik yıkım: Bilerek ve isteyerek mi?
Diğer
20 Mart 2025
Hali hazırda kırılgan olan ekonomi üzerinde çok ciddi olumsuz etkiler yaratacağı bilinmesine rağmen bu sabaha karşı İBB Başkanı E. İmamoğlu ve çalışma arkadaşlarına operasyon yapıldı. Ardından, beklendiği gibi, BİST çökerken (yüzde 5,5 düşüş), dolar gün içinde 40 TL’ye yaklaştı (yüzde 7,1 artış), Euro 43 TL’yi aştı (yüzde 7,1 artış) ve gram altın 3,780’i buldu (yüzde 5,5 artış).
2018 yılında Rahip Brunson Krizi sırasındakine benzer ya da daha ağır bir döviz krizi ile karşı karşıya olabiliriz. Üstelik bugün Türkiye ekonomisi yüksek enflasyon ve işsizlik altında debeleniyor, bütçe açığı artarak sürüyor, dış borç stoku çok daha yüksek, politika faizi yüksek ve döviz rezervleri daha zayıf. Yani 7 yıl öncesine göre ekonomi çok daha kırılgan bir konumda. Umarız bu kırılganlık ülkeden hızlıca sermaye çıkışlarına neden olmaz. Eğer böyle olursa felaket büyüyecek demektir. Bu yüzden de bu tür yüksek gerilimli işlerden kaçınmak gerekiyor.
Ancak meseleyi sadece iktisada indirgeyip anlamaya kalktığımızda işimiz zorlaşır. Meseleye iktidar blokunun uzun vadeli siyasal niyetinin ne olduğunu sorgulayarak yaklaşmak daha doğru olabilir.
Bir süredir ülkede siyasal rejimin, “Yeni Faşizm”, “21. Yüzyıl Faşizmi” ya da “Günümüz Faşizmi” olarak adlandırılabilecek bir faşizme dönüşmekte olduğu tespitleri yapılıyor. “Kımıldayan her şeyi”, “her türden muhalefeti” yok etmek anlamına gelen böyle bir rejimin kurulabilmesi için ise atılacak adımların toplum nezdinde meşrulaştırılması gerekiyor.
Bu bakış açısıyla bakıldığında, ekonomiyi ayağa kaldırmaktan ziyade, ekonomiyi iyice zora sokmak yönetenler için çok daha işlevsel olabilir. Eğer İktidar Blokunun aklından geçen de buysa, bu sabah yapılan operasyonun otoriter rejimi kalıcı hale getirmek için yapıldığı ileri sürülebilir.
İktidar Blokunun ekonomiyi çökertmekten kaçınmaması teorik olarak, “Faşist-Otoriter Strateji” çerçevesine uyuyor. Çünkü tarihsel olarak, ekonomik krizlerin çoğu zaman otoriter yönetimlere ve faşizme zemin hazırladığı biliniyor. Dolayısıyla, bir süredir muhalefete dönük olarak yapılan operasyonların ardından, bu sabahki operasyon salt bir “öngörüsüz intikamcılık” ya da “yönetememe” veya “ön kesme” durumu olarak ele alınmamalı. Aksine önceden hesaplanmış bir hamle olduğundan şüphelenmek için çok sayıda neden vardır.
İktidar 22 yıldır........
© T24
