CHP’nin oyun planı ne? Türkiye’nin kilitlenmeyi aşma planı var mı?
Diğer
16 Ağustos 2025
CHP, 21 Mart seçimlerinde, 47 yıl sonra Türkiye'nin birinci partisi oldu
Gidişat nereye?
Tüm bunlar bir nevi fiili tek parti rejimine kademeli geçiş çabası olarak da okunabilir: “güvende” ve dışarıda olmak isteyenler susmakla yetinmesin kendini ve inançlarını reddedip bana katılsın! Ama söz konusu olan ” tek parti rejimi”, bir davası ve pozitif ideolojisi olan bir tek parti rejimi olarak da gözükmüyor. Gerçek iktidar da partide değil sırtını Cumhurbaşkanlığı yönetimine dayamış bir zümrede gözüküyor. Diyanet İşleri’nin son hutbesine yerleştirilen”dini hukuk” meydan okuması gerçek bir farklı düzen arayışı değil. Bir azınlığa sürekli servet aktarımı yapan sistemi devam ettirmek için bir araç. Tabii bu, medeni haklara yine de başta kadınlar toplumun büyük çoğunluğunu birleştirmesi gereken gerçek bir tehdit oluşturduğu gerçeğini de değiştirmiyor. Tehlike gerçek. Ama kurulabilecek rejimin, ideolojik yüzü sadece vitrin olan bir çıkar otokrasisi olabileceğini söylüyorum.
İktidar, uzun zamandır tartışıyoruz ki, laik hakların ayrılmaz bir parçası olduğu cumhuriyet ve demokrasi rejmlerini askıya almakta ve kurumlarını darmadağın etmekte ”başarılı” oldu ve oluyor. Ama yeni bir ”rejim kurmakta” ve kurumlar inşa etmekte de bir o kadar başarısız ve donanımsız.
Peki kurarsa ne olur? Türkiye otokratik rejimler olan Çin, Singapur gibi çağ mı atlar? Hayır. Eğer aklında bir ”ideoloji”, vizyon, yeni kurumlar varsa da bunlar kamu yararına, büyük çoğunluk halk için, ülkeyi iyi bir yere götürecek bir fikriyatı ve maneviyatı kapsamıyor. Başta yargı ve eğitim sistemi olmak üzere kurmaya çalıştığı tüm kurumların – ellerindeki maddi imkanlar ve görece liyakatlı kalmış personel sayesinde nispeten başarılı işler yapanlar dahil – içinden yolsuzluk, (ehliyetsizin ehliyetliyi yönettiği) adaletsizlik ve kişisel çıkar taşıyor. Kendi içinde rejime sadakatin ötesinde kurallar koyup uygulayabilecek bir liderlik, ideoloji veya kurumsal mekanizma içermiyor. Sonuç olarak benim geçmiş bir yazımda ”büyük vurgun” olarak tanımladığım milli servet aktarımı, hortumlaması ve yıkımının devasa boyutları o kadar büyük ki, demokrasiye geri döndüğümüzde sanırım ancak yapay zeka yoluyla hesaplayabilecek ve anlamlandırabileceğiz.
Bir yandan da CHP, farklı, dinamik ve ümitvar bir siyasetçi profili çizmeyi başaran yeni genel başkanı Özgür Özel ve hapisten Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun liderliğinde müthiş bir direniş gösteriyor, mücadele veriyor ve anketlerde yükseliyor. Hapisteki belediye başkanları ve bürokratlarının büyük çoğunluğu mertlik, ehliyet ve temizlikleriyle parlıyor. Mitingleri doluyor. Mansur Yavaş, ülke çıkarını önceleyen sağduyulu ve dayanışmacı tavrıyla saygınlığını koruyor.
Peki CHP tüm bu çabalarında başarılı olabilir mi? Başarının kriteri ne? Nihai kriter bence önce demokrasi ve cumhuriyet rejimine geri dönmektir. Sonra da ülke çapında halkın yararına işleyen rasyonel ve kapsayıcı bir yönetim kurmaktır. Bu konuda ne kadar ümit var? Ekrem Başkan ve diğerleri tutuksuz yargılanır, makul bir zamanda yeni ve gerçek bir seçim olur mu?
CHP şu ana kadar sinmemekte ve 2002’den beri ilk defa halk ile bütünleşmekte ve halkın iradesine yaslanmakta başarılı oldu. Ve ilk aylarda yine 70’lerden beri ilk defa toplumsal hareketlenmeyle beraber hareket etti ve ivme yaratabildi. Yeni üyelerle büyüdü. Yerel........
© T24
