Diğer

19 Kasım 2025

MHP lideri Devlet Bahçeli, partisinin dünkü grup toplantısında

Türkiye’nin en önemli, mazisi en eskiye dayanan Türk milliyetçisi partisi MHP’nin, milliyetçilerin en kıdemli isimlerinden Devlet Bahçeli’nin, Kürt sorunun çözümü konusunda “elini değil gövdesini de ortaya koyan” tavrını “seçimlere yönelik” ya da başka gerekçelerle hafife almanın mümkün olmadığını düşünüyorum. 22 Ekim 2024’te Meclis’te yaptığı “gerekirse Öcalan’ın Meclis’te, DEM Parti Grubu’nda konuşarak örgütünü feshetmesi çağrısını” yapmasını istediği konuşmasından, hastalığına rağmen 2025 boyunca sürecin devamı için uğraşmasına… Ve dün Meclis’te grup toplantısında yaptığı konuşmaya... “Gerekirse İmralı’ya ben giderim” dedi Bahçeli. O kısmı aynen vereyim hem başı-sonu belli olsun hem de tarihe not düşelim:

“Bundan sonra İmralı'ya gidecek heyetin teşekkül ve tespitinin yapılması da muhtemeldir. Günlerdir süregelen İmralı'ya gidilsin mi, gidilmesin mi tartışmalarına bir nokta koyulmalıdır. Şayet Meclis'te kurulan Komisyon bu çerçevede karar alamazsa, hiç kimse bu ziyarete yanaşmazsa, herkes üç maymunu oynamanın merakında ısrar ederse, açık açık söylüyorum, alırım yanıma üç arkadaşımı, kendi imkanlarımızla İmralı'ya gitmekten gocunmam, çekinmem, bir masa etrafında yüz yüze gelmekten de imtina etmem. Karanlıkta göz kırpmam, ipe un sermem, söyleyeceğim ne varsa mertçe, özgüven içinde muhatabımın gözünün içine baka baka söylerim."

Haklı olarak dün gün boyu Bahçeli’nin sözleri kadar muhatabın kim olduğu da konuşuldu. CHP’nin “İktidarın büyük partisinin AKP’nin, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın tavrını görelim, düşünürüz’ sözleri ortada. Bahçeli’nin muhalefetten çok ‘geciktirenin ana aktörünü’, yani AKP’yi-Erdoğan’ı ‘tarif ettiğini’, iyi niyetli bir okumayla ‘hızlandırmak istediğini’ düşünmek mümkün. Bu arada T24 ‘ten Ceren Bayar’ın haberi de durumun iki günde netleşeceğini gösteriyor: Komisyon, 5 buçuk saat süren kapalı toplantının ardından cuma günü 14.00'te, PKK lideri Abdullah Öcalan'la görüşmek için İmralı Cezaevi'ne gitme konusunda oylama yapılmasına karar verdi.

“Erdoğan’ın daha önceki dönemlerde, en son 2013-2015 arası çözüm sürecinde durduğu noktanın gerisinde kaldığı bunun o dönem seçimlerde aldığı oy ile ilgili olduğu” yorumlarını yapanlar da var. Ama nereden bakarsak bakalım ittifakın iki ortağının en azından Kürt sorunu ve çözümü noktasında aralarındaki mesafenin açıldığı gözüküyor. Bu ortak bir nokta bulunamaz anlamına da gelmiyor elbet.

Bahçeli’nin konuşmasında süreci tarif eden kritik noktalar var. Mesela “Bir devlet politikası haline gelen Terörsüz Türkiye…” diyor. Partiler üstü bir durumdan........

© T24