menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Mutfağın kralı çorba

39 0
sunday

Diğer

03 Ağustos 2025

Öncelikle on bin yıllık geçmişi olan bir yemekten bahsedeceğimi belirtmek isterim.

Geçmişi bu kadar eskilere dayanan bu mütevazı yemek, hem Batı hem de Doğu mutfaklarında başköşede.

Sınıfsız, fakir, zengin tüm sofraların en sevilen yemeği olunca iş daha da önem kazanıyor üstelik!

İnsanlığın çorba ile tanışma rivayetleri farklı farklı.

Gastro arkeologlara göre, Batı’daki geçmişi 10 bin yıl öncesine dayanıyor.

Bu bulgu, bir çok soruyu peşinden sürüklediği gibi, hayal gücünü de devreye sokuyor tabii ki.

Nasıl bir tesadüf, çorbanın insanlığın beslenme listesine girmesine neden olmuştu? Sıcak mıydı soğuk muydu? İşin içinde ateş var mıydı? Çukur bir taşta mı pişirilmişti? İçindeki malzemeler neydi? Bu sorunun yanıtı, Çatalhöyük’teki kazılarda bulunan çanaklardaki, kömürleşmiş arpa tanecikleri olabilir miydi?

Yoksa ilk çorba, bira mıydı? Hani, bir çanak içindeki arpa taneciklerinin, yağmur suyuyla fermente olması sonucu ortaya çıkan besleyici içecek miydi ilk çorba denen şey.

Biraya neden “sulu ekmek” denmişti? Onun için mi Batı’da uzun yıllar kahvaltıda içilmişti?

Soru çok. Kesin bir yanıt yok. Veya var da ben bilmiyorum.

Kesin bir şey varsa o da, çorbanın Batı dillerindeki karşılığının Sanskritçe “iyi beslenme”den geldiğiydi.

Daha somut olduğu öne sürülen bilgiler ise şöyle bir anlatıyı işaret ediyordu:

Yıl M.S 3. yüzyıl. Aziz St. Patroklus, kilise bahçesinde çalışırken acıkır. Giysisinin cebine koyduğu kuru ekmekten başka yiyeceği bir şey yoktur.

Kuru ekmeğini, tasın içindeki suya batırarak yumuşatır. Üstüne biraz tuz serper. Ve afiyetle yer. Tuzu nereden buldu derseniz, maalesef o bilgi ben de mevcut değil!

Burada ekmek-tuz ikilisi kullanılarak, bunların inanç sistemlerindeki önemi mi anlatılmak istenmişti? Ekmek, tuz ve su üçlüsünün oluşturduğu yemek simgesinden yola çıkarak, çorbanın kutsallığı mı vurgulanmıştı yoksa?

Yine sorular üşüşüyor aklıma ama konudan sapmayalım.

Batı’da çorbanın başlangıç öyküsü olarak en çok yukarıdaki anlatıma inanılır.

Çorbanın bugünkü halini alması ise 1651 yılına tarihlendirilir. “Fransa Mutfağı” adlı kitabı yazan Pierre François la Varenne, çorbada, içine konan malzemenin değil de suyunun lezzetli olmasına dikkat çeker.

1760’larda Paris’te açılan çorbacılar, yemek tarihinde önemli bir rol oynamışlardır. İsimlerini, “iyileştiren, sağlığa iyi gelen” anlamındaki Restaurant’tan alan çorbacılar, giderek dışarıda yemek yeme kültürünün öncüleri olmuşlardır.

Yani çorba, restoran tarihine damgasını vuran ilk yiyecek olmuştur.

Gelelim çorbanın doğu yakasındaki yolculuğuna!

Bu yakada çorbanın tarihi İslamiyet öncesine dayanır. İsmi ise Farsça Şorba kelimesinden gelmektedir. Yani tuzlu su!

Anadolu kültüründe çorbanın değeri büyüktür. Folklorik anlamları bulunmaktadır.

Batı'da iştah açıcı, tedavi edici vasıfları ön plana çıkarken,........

© T24