menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Tuvalet kâğıdı yerine zımpara!

176 21
06.09.2024

Diğer

06 Eylül 2024

"Yerli ve milli" Erdoğan rejiminin, dışarıda neler yaptığını öğrenmemiz için "yabancı ve gayrı milli" kaynakları takip etmemiz gerekiyor.

Donanmamızın medarı iftiharı amfibi gemisinin, ABD donanması ile İsrail'i korumaya yönelik tatbikat yaptığını Amerikalılardan öğrenmiştik.

Türkiye'nin BRICS adı verilen kuruluşa üye olma talebinde bulunduğunu da Ruslardan öğrendik.

Acaba bunun nedeni Erdoğan yönetiminin aldığı tasarruf tedbirleri mi? Gelişmelerden milleti haberdar edecek personelden tasarruf ederek, bu işi yabancıların sırtına yıkma çabası mı?

Yoksa Erdoğan yönetiminin, milli olmakla birlikte milletle bilgi paylaşmaktan hazzetmeyen tabiatı mı?

Her neyse, sonunda haberimiz oluyor ya biz ona bakalım.

BRICS üyeliğine müracaat edilmesi ile ilgili haberleri okuyanlar, doğal olarak Türkiye'nin Batı'dan uzaklaşma yolunda bir manevra daha yaptığını düşündüler.

Ben böyle düşünmedim.

Ben de uyandırdığı duygu daha çok Erdoğan ve arkadaşlarının bu ülkeyi yönetme kapasiteleri ile ilgili endişe oldu.

AB'nin yerine BRICS'i koyma çabası, tuvalet kâğıdı yerine zımpara kullanmaya kalkışmak gibi bir şey.

Brezilya, Rusya, Endonezya, Çin ve Güney Afrika ülke isimlerinin ilk harflerinden oluşan bu "birlik", AB benzeri bir birlik değil.

AB tasavvurunun arkasındaki felsefe, kurumsallaşma, ortak hukuki mevzuat ve ortak para kullanımı gibi şeyler BRICS'te yok.

AB, üyeleri arasında küçük farklılıklar olmakla birlikte yönetim standartları, siyasi yönelim, ortaklar arasındaki ilişkinin kurumsallaşması ile nispeten homojen bir birlik.

Böyle olduğu içindir ki üyeler arasında ticari ve ekonomik ilişkiler neredeyse kendiliğinden yürür ve gelişir.

BRICS ise beş benzemezler topluluğu. AB gibi bir "ortak yönetişim" arayışı değil.

BRICS üyesi ülkelerde AB'dekine benzer bir ortak hukuki standartlar yok. Kültürel birlikten söz etmek olası değil. Ülkelerin siyasi yönelimleri birbirinden tamamen farklı.

Ve bu birliğin günün birinde AB gibi ortak bir kurumsal yapı yaratmak gibi bir hedefi de yok.

Dedim ya birisi tuvalet kâğıdı ise diğeri zımpara.

Aynı amaçla kullanılamazlar, biri diğerini ikame etmez.

Kuşkusuz ki Dışişleri Bakanlığı'ndaki meslekten diplomatlar, bunu hepimizden daha iyi biliyordur.

Acaba bu açıklamaları yapmayı başkalarına bırakıyor olmalarının nedeni, Erdoğan'a "aman efendim, yanlış biliyorsunuz, o iş öyle değil" diyemiyor olmaları mı?

Erdoğan yönetiminin dış politikası ile ilgili haberleri takip ederken dilime hep aynı şarkı takılıyor: Kapıldım gidiyorum, bahtımın rüzgârına!

Kaptanzade Ali Rıza Bey'in, Ömer Bedrettin Uşaklı'nın güftesine yazdığı bu hicaz şarkıyı Müzeyyen Senar şahane söyler.

Yaz başında, AKP Genel Başkanvekili Efkan Ala, "Avrupa Birliği müktesebatında olan ve Türkiye'nin yararına reformları hayata geçireceğiz" dedi ve "bir yıl içinde hızlı bir reform süreci" vaat etti.

Ala'nın hayata geçirmek istediği "Türkiye yararına reformlar" tahmin........

© T24


Get it on Google Play