menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Savcının işi artık iyice zorlaştı

251 3
06.06.2025

Diğer

06 Haziran 2025

CHP Kurultayı’nda bazı delegelere oy vermeleri karşılığında menfaat sağlanması ile ilgili dava, hukuk tarihimize yazılırken ne tür bir “kâğıt” kullanılacak; bugünden söylemek istemem.

Elbette bu tarih yazılırken kullanılması gereken kâğıdın cinsini biliyorum ama sizin ferasetinize bırakmam daha doğru olacak.

Dava ile ilgili iddianame Siyasi Partiler Kanunu’nun 112. Maddesine göre açılmıştı.

Savcının bu davayı açma gerekçesi “oylamaya hile karıştırıldığı” iddiası. Bununla ilgili bilgiye T24’te çarşamba günü yayımlanan “Ceza hukukunda lafla peynir gemisi yürümez” başlıklı yazımdan ulaşabilirsiniz.

Bu iddianameyi kabul eden Ankara 36. Asliye Ceza Mahkemesi, ertesi gün söz konusu suçun “rüşvet suçu” oluşturmuş olabileceği düşüncesiyle görevsizlik kararı verdi.

Dosya şimdi ağır ceza mahkemesi yolunda.

Burada amacın, kendisi “ben mağdurum” demediği halde iddianamede mağdur olduğu belirtilen Kemal Kılıçdaroğlu’nu mahkemeye zorla çıkarmak olduğu, CHP Genel Başkanı Özgür Özel tarafından iddia edildi.

Gerçekten böyle midir, bunu bugünden bilemeyiz.

Ama bana öyle geliyor ki mahkeme esasen “bana bulaşmayan dava bin yaşasın” diye düşünmüş.

Çünkü bu tür davalarda Saray’ı kızdıracak bir karar verme ihtimali hep var ve bu duruma düşen bir yargıcın başına gelmeyen kalmıyor.

Bir örneğini en son Ayşe Barım’ın tutuklanması ile ilgili kararı alan hâkimin başına gelenlerle görmüş olduk.

İddia Siyasi Partiler Kanunu’na göre “oylamaya hile karıştırmak” idi, mahkemenin görevsizlik kararı Türk Ceza Kanunu’na göre “rüşvet suçunun işlenmiş olma ihtimali.”

Mahkemelerimizin durumu, Türkiye’deki hukuk eğitiminin bugün geldiği durumu gösteren şeylerden biriyse hukuk hocaları “kusura bakmayın, kimseye bir şey öğretemiyoruz” diyerek........

© T24