Mrs. Playmen’le kesişen yollarımız...
Diğer
06 Aralık 2025
1985 yılının haziran ayında Kurthan Hocam ile Şarköy’deki bir motelin bahçesinde geleneksel yaz tatilimizi yapıyorduk.
Yani bir ağacın gölgesinde oturup arada laflayarak bira içerken hocam at yarışı çalışır, ben de kitap okurdum.
Hocam ile gazeteciliğe başladığım Yankı dergisinden beri hep birlikteydik. 12 Eylülcüler tarafından üniversiteden atıldıktan sonra “part time” iş arkadaşlığımız, “full time”a dönmüştü.
Üniversiteyi bitirdikten yıllar sonra Kurthan Hocam ile yeniden buluşmamı darbecilerin bu marifeti sağlamıştı. Hıncal Uluç, Ali Kocatepe, Hocam ve ben, Erkekçe’de bir araya gelmiştik.
İlk canlıların denizlerden çıkıp karada yaşamaya başlaması zamanımızdan yaklaşık 480 milyon yıl önce olmuştu.
Omurgalıların karaya çıkışları ise bundan daha geç; 416 milyon yıl önce!
Kurthan Hocam ile şöyle düşünürdük: Milyonlarca yıl süren bu evrim sürecini beş dakikalık bir zevk için geri çevirmek anlamlı değil!
Rahmetli Oktay Kurtböke, bizi, bu teorimizi pratiğe geçirdiğimiz Şarköy’deki motelin bahçesinde buldu. O zaman cep telefonu yok, otelin resepsiyonundan bir çocuk geldi, ikinizi telefona çağırıyorlar diye.
Oktay Ağabey, Cumhuriyet Genel Yayın Müdürlüğü’nden ayrıldıktan sonra, Hürriyet’in yan kuruluşu olan Hürgün’ün Genel Müdürü olmuştu.
Onun diline çok yakışan bir sözcük vardır, burada yazamam, o kelimeyi söyledikten sonra telefonda şöyle dedi: “Yarın sabah bana gelin, sizi transfer ettim!”
“Ama Hıncal Abi ne der” diye bir iki kekeledik, lafı ağzımıza tıktı: “Ben konuştum onla, sorun yok!”
Oktay Ağabeyi kızdırmaya gelmezdi; kendisi lisanslı güreşçiydi, bir elense çeker, devirirdi adamı yere.
Gazetenin orta yerinde güreş tuttuğu da vakiydi. Belli ki Hıncal Abi de “Oktay Baba” dediği Kurtböke’yi kırmak istememişti.
Kurthan Hocam ile Hürriyet yolculuğumuz böyle başladı.
O günü hatırlamama neden olan şey geçtiğimiz hafta sonu Netflix’te karşıma çıkan bir mini dizi oldu: Mrs. Playmen.
Yedi bölümlük bu mini dizi, vergi cezalarından kaçmak için ortadan kaybolan kocasının ardından, o yıllarda son derece tutucu olan İtalya gibi bir ülkede, bir erotik derginin başına geçmek zorunda kalan üç çocuk annesi Katolik kadının hayatından bir kesit aktarıyor.
Dizide öyküsü anlatılan İtalyan yayıncı Adelina Tattilo ile yollarımın kesişmesi de Oktay Ağabey’in sözünü ettiğim bu telefonu ile başlamıştı.
Dizide Adelina Tattilo’yu, Carolina Crescentini oynuyor.
Ben tanıdığımda dizide anlatılan dönem sanırım 10 yıl kadar geride kalmıştı ve hatırladığım Signora Tattilo, dizide kendisini canlandıran Crescentini’ye göre daha sert jestlerle konuşuyordu.
Kurthan Hocamla tatili yarıda kesip Cağaloğlu’ndaki Hürgün binasında küçük bir odaya sığıştık.
Hürriyet’in o tarihteki patronu Erol Simavi’nin oğlu Sedat Simavi, dergi yayıncılığını geliştirmek istiyordu.
O günlerde Playboy’un da Ali Karacan tarafından Türkiye’de yayınlanacağına ilişkin dedikodular Babıali’de popülerdi.
Sedat Simavi ile bu dedikoduyu konuşurken o yıllarda Hürriyet’in Roma Muhabiri olan Mehmet Demirel’den bir öneri geldi: Roma’da Playmen diye bir dergi var, biz de onu alalım!
Derginin yayıncısı Tattilo Editrice ile ilk teması Mehmet Demirel kurdu. Anlaşma aşamasına gelindiğinde Doğan Hızlan ile Roma’ya uçtuk.
Doğan........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein