menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Erdoğan’ın demokrasi korkusu!

183 5
monday

Diğer

01 Aralık 2025

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Sayın Cumhurbaşkanımız, AB’ye üye olmak istediğimizi, bu yöndeki irademizi açık şekilde ortaya koyuyor. Şimdi sıra AB’de. Bizim için önemli olan Türkiye'nin AB üyeliğine yönelik Avrupa'da siyasi iradenin geri dönmesidir, o zaman geri kalan çözülür. AB adım atmalıdır” dedi.

Bunu okuyunca “demek ki” diye aklımdan geçirdim: Fidan, Gazze’ydi, Kuzey Suriye’ydi derken gerçeklikle bağını tamamen koparmış, Türkiye’de neler olup bittiğinin farkında bile değil!

Belli aralıklarla, birilerinin Fidan’a nasıl bir ülkede yaşadığımızı anlatmasında yarar görüyorum.

Fidan, Alman Die Welt gazetesine verdiği demecinde “Fasıllar açılır ve sonra şartların yerine getirilip getirilmediğine bakılır. Fasıllar açılmadan neyi yerine getirip getirmediğimize bakılamaz” diyor.

Türkiye’nin tam üyelik müzakerelerinin kesilmesinin de “bazı AB üyesi ülkelerin siyasi ve ideolojik yaklaşımlarından kaynaklandığını” söylüyor.

Kuşkusuz ki o dönemde Sarkozy’nin Fransa’sı, Merkel’in Almanya’sı, Türkiye’nin AB üyeliğine olumlu bakmıyordu.

Sarkozygillerin aradığı fırsatı yaratan temel etken ise Erdoğan’ın siyasi ve ideolojik tutumundan başka bir şey değildi.

Bunu en genel şekilde “Erdoğan’ın demokrasi korkusu” diye tanımlayabiliriz.

Cumhurbaşkanı, demokrasinin sağladığı olanaklarla iktidara geldi ama yaşadıklarımız bize gösteriyor ki günün birinde iktidara gelebileceğini tahmin etmediği günlerde söylediği “demokrasi tramvayı” alegorisi zihin haritasında önemli bir yer işgal ediyormuş.

Rejimin hızla bir otokrasiye dönüşmesinin nedeni bu olmalı.

Basını özgür olmayan, polis dayağını göze almadan protesto gösterisi filan yapılamayan, insanların uyduruk suçlamalarla hapishanelere kolayca atılabildiği, vatandaşların temel haklarını kullanmalarının önünde ciddi ceza tehditlerinin var olduğu bir ülkede yaşıyoruz.

AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararları uygulanmıyor.

Seçimle göreve gelen belediye başkanlarının uyduruk suçlamalarla görevden alınıp, yerlerine devlet memurlarından kayyımlar atanması neredeyse rutin bir uygulama.

Bunları görmek için “fasılların açılmasını” beklemek gerekmiyor, insanın gözünü biraz açması yeterli olacaktır.

Avrupa’da sağ popülizm yükselirken Türkiye’nin AB üyeliğinden söz edebilmek zaten zor ama Avrupa’da her şey tersine dönse........

© T24