menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

"Erdoğan'ın yarattığı faturayı kim ödeyecek" meselesi

283 19
02.07.2024

Diğer

02 Temmuz 2024

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, muhalefetin "popülist" politikalarını eleştirdi.

"Ucuzlatacağız, fiyatını indireceğiz, hatta bedava yapacağız dedikleri hizmetlerin tamamında fiyat artışlarına gittiler. Seçimler bitince muhalefetin vaat yağmurunun da sonuna gelindi, gençlere, kadınlara, esnafa, emekliye verilen sözler unutuldu" dedi.

Dokuz yıl önce "bu kardeşinize yetkiyi verin, ondan sonra bu faizle, şunla bunla nasıl uğraşılır göreceksiniz" demişti.

Artık kendisi de kendisinden ümidi kesti de onun için mi muhalefeti sözünü tutmamakla eleştiriyor diye aklımdan geçirdim.

Muhalefeti, özellikle de CHP'yi "popülist" olmakla suçlamak bugünlerin modası.

Asgari ücrette ve emekli maaşlarında artış istemesini, dar gelirli kesimlerin üzerindeki vergi yükünün hafifletilmesi talepleri bunun nedeni.

Deniliyor ki muhalefet "popülizm" yapmasın, yoksa bu enflasyonu düşürmek mümkün olmaz vs.

Erdoğan'ın kendisini iktisatçı zannetmesinin sonunda araba devrildi ve şimdi Mehmet Şimşek'in otomobili seçime kadar düzeltmesi bekleniyor.

Şimşek'in bu yolda ne yapacağı da apaçık ortada: Ekonomik krizin faturasının önemli bölümü dar gelirli ve ücretlilere ödettirilecek.

Neoliberal ekonomi teorisinin tek geçerli ekonomik kural olduğunu düşünenler için bu normal bir şey.

Ancak tek yol da bu değil.

Dar gelirli, emekli ve ücretlilerden kısılarak sağlanacak kaynağın bulunabileceği başka yerler de olmalı.

Siyaset de zaten bunun için yapılıyor.

Milli gelirin nasıl bölüşüleceği ile ilgili bir mesele bu.

Bu geliri nasıl bölüştüreceğiniz ile ilgili fikirler sizi politikanın sağ ya da sol yelpazesinde bir yerlere yerleştiriyor.

CHP'nin yaptığı da bundan başka bir şey değil.

Ekonomiyi istikrara kavuşturmak için yapılacak fedakârlıkları kimin ödeyeceği ile ilgili bir mesele bu.

Bugünkü gelir dağılımını değiştirmeden aynen korumak istiyorsanız iktidarın politikalarını alkışlar, CHP'yi de "popülist" diye eleştirirsiniz.

Hazine'deki "kara delikleri" kapatmanın tek yolu, emekliden, memurdan ve işçiden kısmak değildir.

Geçici de olsa servetten vergi almak, rüşvet ve yolsuzluklar nedeniyle kara deliğe dönüşen kamu ihalelerini zapturapta almak, maliyetlerini çoktan çıkarmış, deveyi hörgücüyle götüren YİD projelerindeki ödemeleri vadeleri uzatarak ötelemek mümkün.

O müteahhitlerin hepsi iktidarın kankası değil mi?

Ayrıca vergilendirilemeyen kesimleri vergilendirip, vergiyi tahsil etmek diye de bir şey var.

Sızan haberlere göre Cumhurbaşkanı, hazırlanan vergi paketinden servet vergisini ve borsa kazanç vergisini çıkarttırmış.

Niye acaba? Bütün sağcı politikacılar gibi zenginleri daha çok sevdiği için mi?

Mesela Türkiye Varlık Fonu'nun şans oyunlarından tahsil edip, devlete ödemediği 20 milyarlık KDV'nin tahsil edilmesi, en alttakilerin bir nebze rahatlatılabilmesi için kullanılamaz mı?

Prestijli akademik yayın PNAS Nexus'ta yayımlanan bir araştırma, bağırsak dostu probiyotiklerle beslenen bireylerin her zaman rasyonel olmasa da daha adil kararlar alabildiğini gösteriyor.

Enflasyonun sorumlusu sadece emeklinin, işçi ve memurun maaşı gibi görülüyorsa, yöneticilerimizin bağırsaklarını bir kontrol ettirmelerinde........

© T24


Get it on Google Play