menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sputnik’teki medyatik yanlışlar

11 0
21.07.2025

Diğer

21 Temmuz 2025

Ali Çağatay’ın, Sputnik Radyo’daki programının konusu medyanın sahiplik yapısı ve izledikleri çizgiydi. 7 Temmuz’daki programdaki konuşmasını dinlememiştim, yeni duydum.

Çağatay, iktidar yanlısı TV kanallarını sıralarken “Steril bir kanal gibi görünen NTV de iktidar yanlısı”, “Demirören Grubu, havuz medyasının koçbaşı” dedi. Ardından Ahmet Hakan için de “başyağcı” ve “pornocu”, Posta, Takvim ve Güneş için de “paçavra” sıfatlarını kullandı. Nesnel medya eleştirisinde böyle çok ağır ve aşağılayıcı etiketler kullanılmamalıydı.

Sözcü gazetesi için de “besleme” sözcüğü kullanması ağır ve damgalayıcı. Üstelik de bu gazeteyi “CHP’nin finanse ettiği” iddiası ile ilgili bir bilgi, veri sunmuyordu dinleyiciye.

Muhalif medyada “çok sayıda kurşun asker olduğu”, “belediye bütçesinden maaş alan insanlar bulunduğu”, “orada da kokuşmuş bir cephe olduğu” ifadeleri de genelleme. Eğer gerçekten belediyelerden maaş aldığı doğrulanmış gazeteciler varsa, isimleri verilerek anlatılır. İsim vermeden söyleyince bütün “muhalif medya” töhmet altına giriyor. Varsa günahkâr ile masumu ayırmak yerine tüm muhalif gazetecileri “kurşun asker” kalıbına koymak en azından haksızlık.

Çağatay’ın anlatımında bilgi hatası da vardı. Şöyle ki, Yılmaz Özdil ve arkadaşları, Sözcü TV’nin başında değil. Kuruluş sırasında kısa süre kanalı yönetti. KRT TV’nin sahibi de seçimden sonra değişti, şimdi görünürde Fırat Bozfırat sahibi. Ücretlerini alamadıkları için eylem yapan çalışanlar adına sendika onunla görüştü.

NOW TV’ye “Amerikan yayın organı”, Medyascope’a “Amerikan fonları tarafından finanse edilen bir yayın kuruluşu”, Halk TV’ye “CHP’nin yayın organlarından biri, amiral gemisi” dedi. Medya kuruluşlarını böyle genel şablonlar içerisine koyarak tanımlamak da yanlış. Nitekim Çağatay’ın bu yayını yaptığı Sputnik Radyo da Rusya’nın sahibi olduğu bir yayın kuruluşu. Ama Çağatay, editoryal bağımsızlık çerçevesinde fikirlerini programda serbestçe dile getirebiliyor.

PKK’nın “sembolik” silah bırakma töreninin ertesi günü, Sözcü, “47 yıllık ihanete yarım saatlik şov” manşetiyle çıktı. Hemen altında da “Şerefsizler son dakikada yine yüreğimizi yaktı” başlıklı bir haber yer alıyordu:

“PKK, şov öncesinde naaşı 3 yıldır bulunamayan şehit Üsteğmen Nuri Melih Bozkurt’a ait görüntüleri gece yarısı sosyal medyadan servis etti.”

Ben de dijital evreni taradım; Üsteğmen Bozkurt’un cesedinin göründüğü videoyu sosyal medyada değil PKK’ya yakın ANF sitesinde bulabildim. PKK’lılar, Üsteğmen Bozkurt’un, kan ve toprak içindeki cansız bedenini göstererek konuşuyorlardı. Haberde ise ağır yaralı olan Bozkurt’un adını söyledikten sonra öldüğü yazıyordu.

Ama bu görüntü, Sözcü’de yazıldığı gibi yeni değildi, yaklaşık üç yıl önce, 26 Haziran 2022’de yayımlanmıştı. 31 Mayıs 2022 tarihli Cumhuriyet ve bazı sitelerde, Bozkurt’un “hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen şehit düştüğü” belirtilmişti. PKK da o görüntüyü yayımlayarak “Bozkurt’un hastanede öldüğü açıklamaları”na itiraz etmişti.

Fakat yaygın medya, PKK’nın Bozkurt’un cesedinin ellerinde olduğu açıklamasını ve videoyu üç yıl boyunca görmezden geldi. Ta ki, bu ay başında Irak’taki bir mağarada Üsteğmen Bozkurt’un cansız bedenini arayan 12 askerin metan gazından öldüğü açıklaması gelene değin.

Cumhuriyet’in, bu ölümlerin ardından şehit üsteğmen hakkında hazırladığı haberde “Hastane bilmecesi” başlığı altında “Bozkurt’un ağır yaralı bir........

© T24