Flash TV’nin satışını soruştursanıza…
Diğer
14 Nisan 2025
Erkan Kork, kara para aklamakta kullanıldığı öne sürülen Payfix Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri şirketi sahibi ve halen cezaevinde. Tutuklandıktan günler sonra gazeteciler Murat Ağırel ve Timur Soykan’ın, “Flash Haber TV’nin devri ve satın alınması sırasında tehdit ve şantaj yaptıkları” şikayetinde bulunmuş.
Ağırel ve Soykan’ın polis baskınıyla evleri aratılarak gözaltına aldırılmalarının gerekçesi bu. Oysa Ağırel ve Soykan, şikayete konu olan görüşmeyi yaptıkları 27 Şubat’ta Erkan Kork, Flash Haber’i zaten satın almış, iki aydan fazla zaman geçmiş! Satışa etki suçlamasının mantığı yok.
Üstelik Ağırel, bu kişiyle görüşmeye giderken fazlasıyla tedbirli davranmış. Tanık olması için Soykan’ı da yanına almış; açık bir yerde konuşmayı ve görüşmeyi kayıt altına almayı da şart koşmuş. Sonra da görüşmeyi, 11 Mart’ta Cumhuriyet’te yazmış. Hiçbir kuşkuya yer vermeyecek kadar aleni bir gazetecilik faaliyeti yürütmüş…
Saraçhane mitinglerini izleyen yedi gazeteciyi günlerce tutuklatıp, sonra da haklarında dava açan savcılar da gazetecilik faaliyetinin peşine düşmüş. Yedi gazetecinin “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet”ten cezalandırılmaları istenen iddianamede şöyle deniyor:
“Şüpheliler, Bülent Kılıç, Kurtuluş Arı, Yasin Akgül, Zeynep Kuray, Gökhan Kam, Ali Onur Tosun ve Hayri Tunç’un gazetecilik faaliyetini ifa ettiklerine dair kollukça herhangi bir tespit yapılmadı, şüphelilerin beyanlarını dogrulayacak nitelikte delil veya emare elde edilemedi.”
Akla ziyan bir gerekçe bu. Savcılık, sadece bu arkadaşlarımız tutuklandıkları sırada yayımlanan haberlere bile baksa gazeteci olduklarını görürdü. Belli ki, görülmek istenmemiş…
Şiddet içermeyen demokratik bir protestoya katılmak niye suç olsun, o da ayrı bir konu.
Savcılar, gazetecilik faaliyetini soruşturacaklarına Erkan Kork’un, kara para aklama suçlamasıyla yargılıyor olmasına rağmen Flash Haber’i satın almasına nasıl izin verildiğini soruştursa eminim daha ilginç verilerle karşılaşırlar.
Düşünün, Halk TV’nin sahibi Cafer Mahiroğlu, kanalı satın almak için anlaşıyor, kapora da veriyor. Ama birileri araya girip Mahiroğlu’nun anlaşmasını bozuyor, kanalı Erkan Kork’un satın almasının yolu açılıyor. Ardından o da tutuklanıyor, kanala el konulup TMSF’ye devrediliyor! Gelsin yeni bir iktidar kanalı! Ne kadar gizemli bir süreç değil mi?
Bazı gazetecilerin, CHP’nin olağanüstü kurultayı öncesinde Parti Meclisi seçimlerine yönelik yaptıkları tahminlerin görüntülerinin toplandığı videoyu sosyal medyada gördüm, izledim:
“Sinan Burhan: Dananın kuyruğu PM’de kopacak arkadaşlar. 60 kişiden oluşan PM’de 20 ila 30 arasında yani çok büyük bir rakam PM’ye sokabileceği ifade ediliyor.
Barış Yarkadaş: O liste mutlaka delinir. En az 15 kişi dışardan bu listeye girer. Onu bir kere söyleyelim. En az 15 kişi dışardan bu listeye girer.
Zafer Şahin: PM listesi tahmin edilenden daha fazla kişi tarafından delinecek anlamına gelir.
Abdülkadir Selvi: Görünen o ki, Özgür Özel’in anahtar listesi delinecek.”
Ama bu tahminlerin hiçbiri tutmadı, Genel Başkan Özgür Özel’in listesi firesiz seçildi kurultayda. Keşke bu kurultayla ilgili konuşulanlar sadece seçim tahminleri olsaydı.
Özgür Özel’in genel başkan seçildiği ilk kurultay hakkında çok ağır suçlamalar dile getirildi televizyonlarda. En çarpıcısı da Nuray Başaran’ın TGRT’de dile getirdiği suçlamaydı. Nuray Başaran, o programda “Kurultayda dağıtılan bir de cep telefonları vardı biliyorsunuz” diye söze girmiş, sonra da savcılığın “1200 küsur telefon alındığını tespit ettiğini, bu telefonların faturalarına ulaşıldığını, delegelerin IMEI numaralarıyla eşleştirildiğini” öne sürmüştü.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Medya A.Ş.’nin başkanı Murat........© T24
