menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bakanların canlı yayın sırası bekleyişi

16 1
27.01.2025

Diğer

27 Ocak 2025

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AKP Ankara İl Kongresi’nde kürsüye çıktığında canlı yayın yapan haber televizyonlarının ekranlarında saatler 14.59’u gösteriyordu. Konuşması bittiğinde de 15.11’i…

Bakanlar Ali Yerlikaya, Mehmet Nuri Ersoy, Kemal Memişoğlu ve Vedat Işıkhan’ın Kartalkaya’da yanan otelin önünde basın toplantısına başladığında ise ekranlardaki saatte 15.14 yazıyordu! İki canlı yayın arasında sadece üç dakika vardı…

Halbuki bakanlar oraya uzun süre önce gelmişlerdi; gazeteciler ve ekran başındaki insanlar, -Bolu Valiliği’nin yazılı açıklamasından sonra- ilk kez ayrıntılı bilgi verilmesini bekliyorlardı. Muhabirler, bakanların basın toplantısı yapacağını çok önceden öğrenmiş, orada bekleşiyorlardı.

İçişleri Bakanı Yerlikaya, nihayet mikrofonların önüne yaklaşırken, Sözcü TV’deki sunucu, “O beklenen açıklama... 1,5 saat oldu neredeyse bir açıklama yapmalarını bekliyorduk.…Ve evet başladı İçişleri Bakanı konuşuyor” dedi. Sonra canlı yayına geçildi.

Demek ki, Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın Halk TV’de İsmail Saymaz’ın sorusu üzerine söylediği “Açıklama için Cumhurbaşkanının yayınının bitmesini beklediler” tespiti doğruydu; Bakanlar, saatler önce yangın bölgesine gelmişler ama basın toplantısına başlamak için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması ve AKP’ye katılan Kürşad Zorlu’ya rozet taktığı canlı yayınının bitmesini beklemiş; geciktiklerinin farkında oldukları için de hemen üç dakika sonra kameraların karşısına geçmişlerdi.

Onca insanın öldüğü ve tüm ülkenin merakla, heyecanla, hüzünle açıklama beklediği bir olayda bile bakanların önceliği Tayyip Erdoğan’ın konuşması olabiliyor. Erdoğan’ın canlı yayınını kesmektense milyonlarca insanı bekletmeyi yeğleyebiliyorlar.

Hem de Erdoğan konusunda bu kadar duyarlı davranan bakanlar, kendilerini topluma zamanında ve yeterli bilgi vermekle yükümlü hissetmiyorlar. O yüzden de doğru düzgün bir basın toplantısı düzenleyip gazetecilerin sorularını yanıtlamıyorlar.

Tüm turistik işletmeler konusunda yetkili Kültür ve Turizm Bakanı M. Nuri Ersoy da Kartalkaya’daki yangından sonra günlerce gazetecilerden kaçtı; ancak dördüncü gün iktidar yanlısı CNN Türk kanalında Ahmet Hakan’ın karşısına çıkabildi. Ahmet Hakan ise Bakan Ersoy’un tur şirketi ve iki yangın merdiveni sözünün yanlış çıkması da başta olmak üzere aydınlanması gereken birçok soruyu sormadı bile...

Şeffaflık olmayınca gerçeğe ulaşmak zorlaşıyor. Hele de devlet katındakiler bu kadar kapalıyken…

Şamil Tayyar gazeteci iken siyasete geçmiş, AKP’den üç dönem milletvekili olmuş ve parti yönetiminde de görev almış bir isim. Bir süredir de TGRT Haber’de gazeteciler Fatih Atik, Cem Küçük, Tuna Öztunç ve Nazif Okumuş ile birlikte “Medya Kritik” programına katılıyor, yorumculuk yapıyor.

Ancak programda “gazeteci-yazar” olarak sunulan Şamil Tayyar’ın yorumları, “AKP’li” ya da “Eski AKP Milletvekili” olarak haber yapılıyor. Son olarak Kartalkaya’da yanan otelin belediyenin yetki alanında olmadığı sözleri de muhalif medyada “AKP'li Şamil Tayyar: Grand Kartal Otel belediyenin yetki alanında değil” benzeri başlıklarla yayımlandı.

Sadece muhalif medya da değil, Şamil Tayyar’ın yorumları TGRT Haber’in web sayfasında ve hatta bu grubun gazetesi Türkiye’de de “gazeteci yazar” değil, “AK Partili” ya da “Eski AK Partili milletvekili” diye aktarılıyor.

TV100’de katıldığı Talat........

© T24