Yangın, zehirlenme, cinayet, C 130, görüşme…
Diğer
22 Kasım 2025
“İstenmeyen toplumsal olaylar” fazlalaştı. Son yıllarda farkına varır olduk. Acaba nüfus arttı, yani bu bir “kişi başına toplumsal olay mıdır” diye araştırdım, pek öyle görülmüyor… “Haber alma mecralarımız mı gelişti?” dedim.
Bu da pek doğru değil. Hatta “doğru olan ancak, istenmeyen, haber” kullanılmasında “toplumu germeyelim” düşüncesi ile otosansür uygulanması daha yaygın.
Görünüşe göre iktidar, vatandaşın “olumsuz” haber almasını engelliyor; temel istisna o tür haberler muhalefete mâl edilebilirse iktidar medyası “CE HA PE” başta olmak üzere, muhalefete demediğini bırakmıyor…
O zaman, “Niye böyle oluyor?”, “Nedir bu olumsuz olayların sebebi?” diye sormadan edilmiyor…
Ancak, bunları da iktidara yükleme hakkımız yok.
Ben, her şeye rağmen insanların iyi niyetine inanırım. Ancak; Fransızlar da “Cehenneme giden yol iyi niyet taşları ile örülüdür” diyor.
Benim kişisel kanaatim “olumsuzluğu yarattığı söylenen insanların, aslında suçlu olabilecekleri ancak “kabahatli olmadıkları.”
Tuhaf bir değerlendirme değil mi? Kanunlara göre suç olan “o” eyleme sebep olanlar acaba sahiden “o” suçun işlenebileceğinin farkındalar mı?
Dünya sinemalarında “Scent of a Woman/Kadın Kokusu adlı müthiş bir film vardı.
Başrol oynayan Al Pacino; kör bir emekli albaydır. Genç bir adam (Charlie) albayın ısrarlı istekleri üzerine, ona Ferrari’sini kullandırır.
Otomobilin sahibi genç adamın direktifleri ile New York sokaklarında dolaşırlar. Bir ara çok süratlenir, yandaki genç adam, “Yavaş, bizi öldüreceksin” diye bağırınca; albay “Beni suçlama Charlie, ben körüm!” diye cevap verir.
Mesela Kartalkaya yangınında görevi denetleme olan Turizm Bakanlığı memurlarının bu tanıma uyduklarını düşünüyorum. Acaba hayatlarının hangi safhasında, anlayarak 5 yıldızlı otel denetimi yaptılar? Acaba tavandaki sprinkler denilen sistemi, yanmaz kapıyı vs tanıyorlar mı? Hatta, “otel yangını” diye bir olgunun farkındalar mı? Sprinkler’in sahiden ne yaptığını bilirler mi?
Türkiye’de (belki de) sayısı binler ile ifade edilen 18 katlı ve daha yüksek (52 Mt) konutlarda da bu sistemin kanunî gerek olduğunu kaç kişi bilir? Veya büyücek (600 M2) bir kapalı otoparkta? Yatak sayısı 200’den çok tüm otel, yurt, misafirhanelerde? 5 kattan daha yüksek tüm yataklı tesislerde?
Hadi eski memur, kanun okuyor, biliyor ama acaba sahiden “Yahu ben denetim işini tam yapmazsam buralarda insanlar yanabilir?” der mi? Zaten diyebilse, farkında olsa normal denetim süresinden evvel, en azından rahat uyumak için denetime gitmez mi? Neticede bu insanların da “iyi niyetinden” şüphe etmemek gerek. Ancak, bu benim kişisel görüşüm, kanun, adalet ne yapar bilemem…
Karıları ile geçinemeyen kocalar, karılarını sokak ortasında vuruyor. Çünkü aklında “kadın ve erkek eşittir” diye bir mefhum yok!
Rol modelleri onlara sizin “Fitratınız (yaradılış) farklı” dediği vakit, aklına yüzyıllardır atalarının mensubu........





















Toi Staff
Gideon Levy
Penny S. Tee
Sabine Sterk
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein