Japon pazarları, algılar…
Diğer
20 Eylül 2025
Çocukluğumda Beyoğlu’nda, Kızılay’da, Osmanlı’da falan açılmış, (1900’lerin başı) Japon pazarları (mağazaları) vardı. Bir çocuğun hayal gücünü zorlayan hareketler yapan teneke oyuncaklar satarlardı. Sünnet düğünümde bana oradan takla atan bir kedi getirmişlerdi. Önceleri biraz oynadım falan ama çabuk sıkılıp içinde ne var, diye açtım. Kurgu zembereği bozuldu, bir daha çalışmadı. Zaten biraz sıkıcı idi…
O dönemlerde tüm dünya için “bir milletin ismini taşıyan ticari mağaza” yoktu. Hatta İsveç çeliği lafı çıkınca abiler, ablalar “bu başka bir maden mi acaba” demişlerdi... Yepyeni anlayış ile “Japon mağazaları” tüm dünyayı sardı… Bugün Çinliler yapıyor...
Ekonomimiz yerlerde sürünüp, enflasyon seviyesi için yalan söylendiği iddia edilirken aklıma Japonya ve deflasyon geldi... Ancak, ülkemizin bir fotoğrafını çekmeden bu konuya girmek istemiyorum. Farkımız nerede? Biraz içimize, sebeplere bakalım…
Son günlerde (özellikle Ekrem İmamoğlu’nun Silivri’ye konmasından bu yana) gündem çok “volitile”-uçucu, süratle- değişiyor.
Rahmetli olmuş bir büyüğüm “İyi yaprak ama sarmaya gelmez” derdi. Yani eğer yaprak sarması asma ya da pazı pişirecekseniz, yaprağın çeşitli vasıfları olması lazım; herhalde geniş, damarsız filan gibi… Günün uygulamacı devlet adamları da iyi yapraklar ancak işleri yapamıyorlar, o noktaya gelemiyorlar. Tüm hükümetin işi “algı…”
Bir olayı, bir konuyu anlamaya çalışırken pat diye bambaşka bir yer ve sebep ile yeni bir şey oluşuyor.
Bunlarda bir kısmı bizim dışımızda ancak dikkatimizi çekiyor. (Daha doğrusu dikkatimiz o yana çekiliyor, bazen de tam tersi oluyor ve unutun, diye uğraşılıyor...)
Bir kısmı da tamamen siyasi iktidar tarafından oluşturuluyor. Aslında, her iki kısmın belki oluşmasında değil ancak görüşülmesin de iktidarın kesin katkısı var.
Mesela büyük yangınlar yaşıyoruz. Dünyadaki “işini ciddiye alan” iktidarlar global ısınmaya karşı 10 yıldır inceliyor, önlem alıyor. İlişkili kurumlar bütün yıllık, aylık planlarını “global ısınma” gerçeğine uygun yapıyorlar.
Ülkede kaç noktada ve aynı anda ne kadar yangın çıkabileceği, bugünkü teknoloji, geçmiş istatistikler ve meteoroloji bilimi ile gerçeğe yakın hesaplanabiliyor. Anadolu’da yazın esen rüzgarların nereden ne kadar kuvvet ile estiği zaten Romalılardan beri biliniyor.
Ancak hükümet herhangi bir konuda ileri dönük etkili bir plan yapamıyor ya da yapmak istemiyor olacak ki her ne kadar yangınlarda kaç tane uçak, helikopter, itfaiye aracı, personel vs. kullandığını tane tane TV’lerde, gazetelerde açıklıyor ama yangın bir hafta sonunda rüzgârın kesilmesi ve yanacak bir şey kalmaması ile sadece kendi kendine sönüyor. Yani verilen sayıların,........
© T24
