menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İnsan baskısı olmazsa, Anadolu ormanları iklim değişikliğine direnebilir

9 0
27.06.2024

Diğer

27 Haziran 2024

Dr. Bikem Ekberzade

Türkiye'nin orman kapasitesine ve iklim değişikliğinden ne şekilde etkileneceğine dair dört yıldır devam eden deneyler serisi, yüzyıl sonuna gelindiğinde, Anadolu Yarımadası'nın iklim değişikliğine rağmen orman potansiyelini koruyabileceğini ve hatta yer yer artırabileceğini gösteriyor. Yeni yayımlanan çalışma, değişen iklim koşullarından farklı şekillerde etkilenen bazı türlerin varlıklarını koruyacağına, bazılarının ise yarımada içerisindeki daha uygun alanlara doğru göç edeceğine işaret ediyor. Ancak daha önce beklenenin aksine, model sonuçlarına göre özellikle düşük sıcaklıklara adapte türler için bu göç, öncelikli olarak kuzeye doğru değil, dağlık alanlara doğru olacak.

Soğukcul türlerin kuzeye değil de dağlık alanlara sığınması, bu alanların ne kadar önemli birer iklim sığınağı olduğunun da önemli bir göstergesi. Özellikle Hakkari Dağları, Anadolu Yarımadası'nda bu türlerin tutunabileceği en güney nokta olarak öne çıkıyor. İklim değişikliğinin tetiklediği çeşitli tehlikelere giderek daha fazla maruz kalan ekosistemlerin varlığını sürdürebilmesi için, bu alanların korunması büyük önem taşıyor.

Ne var ki bu alanların çoğu, kayda değer insan baskısı altında. Üstelik insan etkisi ile iklim değişikliğinin bir araya geldiği bir senaryonun sonuçları, içerdiği yüksek oranda belirsizlik yüzünden, henüz bilinmiyor. Tam olarak bu nedenle, Anadolu ormanlarının iklim değişikliğine direnme potansiyelini ortaya koyan bu çalışma insan etkisinin yer almadığı koşullarda yapıldı. Çalışmanın sonuçlarının da gösterdiği üzere, küresel ısınmanın artarak devam ettiği bir gelecekte, Anadolu ormanlarını korumanın yolu, insan etkisini en aza indirmekten geçiyor.

Dört sene önce başlattığımız bu çalışmada amacımız, Türkiye'nin orman kapasitesini ve orman türlerinin birlikte dağılımlarını (dolayısıyla farklı orman kompozisyonlarını) modelleyebilmekti. Burada yalnızca ağaç türlerini değil, biyoçeşitlilik açısından çok önemli bir habitat alanına sahip makilerin ve otsul türlerin de dağılımını görmeyi hedefliyorduk. Alışılageldiği gibi tek bir türün dağılımını modellemek yerine, birden fazla türün dağılımını birlikte modelleyebilecek bir yöntemi devreye sokmak istiyorduk.

Bunun için, Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin (IPCC) de iklim projeksiyonlarında kullandığı, farklı ağaç ve çalı türlerini birlikte simülasyona sokabilen dinamik bir vejetasyon modelini seçtik. Böylelikle türler arası rekabeti de denkleme katıp tahribatların, örneğin yangınların, orman ekosisteminin yapısına olası etkilerini de değerlendirebildik.

Bununla birlikte, bu model Avrupa'da geliştirilmiş olduğu için, bugüne kadar modelde yer alan türler de Avrupa'daki örnekleri üzerinden detaylandırılmıştı. Örneğin, modelin tanıdığı sarıçam, ladin veya göknar, Kuzey Avrupa Ormanları'ndaki bireylerin özelliklerinin üzerinde yapılan çalışmalar sonucu tanımlanmıştı. Dolayısıyla ilk etapta modelde, bu türlerin Anadolu Yarımadası'ndaki iklimsel tolerans seviyelerini tanımlamamız gerekti. Ayrıca Anadolu için önemli üç türü de simulasyonlara ekledik.

Uzun çalışmalar ve saha ziyaretleri sonrası, ilk önce 1982 ve 2022 yıllarını kapsayan 40 yıllık bir simülasyon yaptık ve modelin çalışma alanımız için kullanılabilirliğini test ettik. Ayrıca, modele yeni tanıttığımız ve Anadolu'da doğal yayılımı olan üç türün (kızılçam, karaçam ve sedir) bu bölge için biyoklimatik özelliklerini, farklı çalışmalarda da kullanılabilmesi için, ilk defa detaylı olarak Biodiversity and Conservation adlı hakemli dergide iki yıl önce yayınladık.

Sanki tüm Anadolu insandan arındırılmış ve sadece ormanlara aitmiş gibi tasarladığımız bu modelleme serisi sayesinde, bölgenin mevcut iklim şartlarındaki orman potansiyelini görme fırsatı elde etmiş olduk. Sonuçlarımız etkileyiciydi. Değişen iklime rağmen Anadolu, insan baskısı ortadan kalkınca yüksek orman potansiyeline sahip bir bölge olma özelliğini koruyordu. Bunun ardından ikinci faza, yani yüzyıl sonuna uzanan simülasyonları yapacağımız evreye geçtik.

1961-2100 tarihleri arası için gerçekleştirdiğimiz son simülasyonlara göre, küresel ortalama sıcaklıkların yüzyıl sonuna kadar 5°C'nin üzerine çıkabileceği, fosil yakıtların çıkarılmaya ve yoğun kullanımına devam edildigi en karamsar senaryoda dahi (SSP5-8.5) Anadolu, orman potansiyelini koruyabiliyor. Simülasyon sonuçlarımıza göre sıcaklıklar ne kadar artarsa artsın, yağış paternleri ne yönde değişirse değişsin, Anadolu, orman potansiyelini bir kapasitede koruyabildiği gibi, belli bölgelerde orman biyokütlesini yüzyıl sonuna kadar da artırabiliyor.

İnsan baskısından arındırılmış koşullarda gerçekleştirdiğimiz bu simülasyon serisinin sonuçlarına göre türler, değişen iklime kendi hayat hikayelerine........

© T24


Get it on Google Play