menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Doç. Dr. Duygu Erten: Konutlarda ilk iş fosil yakıtlardan çıkmak olmalı

13 13
26.09.2025

Diğer

26 Eylül 2025

Türkiye’de binaların doğrudan emisyonları, toplam karbondioksit emisyonlarının yaklaşık yüzde 14’üne neden oluyor. Tüm binalar arasında konutlar ise yüzde 76 ile emisyonların aslan payından sorumlu. Ancak İstanbul Politikalar Merkezi’nin yayınladığı ‘‘Türkiye’nin Karbonsuzlaşma Yol Haritası: 2053’te Net Sıfıra Doğru’’ raporuna göre 2053 net sıfır hedefine uygun olarak bu emisyonları tamamen sıfırlamak mümkün. Doğru hedefler belirlenirse ve gerekli yatırımlar yapılırsa, bina sektörü emisyonları 2035’te yüzde 67, 2053’te ise yüzde yüz azaltılabilir.

Bu hedeflerin en önemlisi, binalarda fosil yakıt kullanımını sonlandırmak. Kömür ve doğalgaz yerine elektrikli sistemlerin kullanılması, bina sektöründeki toplam azaltımların yarısından fazlasını sağlıyor. Raporun yazarları arasında yer alan Doç. Dr. Duygu Erten, ‘‘Elimde bir sihirli değnek olsa ilk yapacağım iş, kömürden çıkmak olurdu,’’ diyor. ‘‘Türkiye’de kaç hane, bu tasarruflar için gereken dönüşümü yapabilecek bütçeye sahip? Cam ve pencere değiştirmek, yalıtım yapmak, bunlar oldukça masraflı işler. Bunun daha merkezi bir sistemden yapılması, kömürden doğalgaza ve son olarak elektrifikasyona geçilmesi gerek.’’

2053’te bina emisyonlarının sıfıra indirilmesi için yeni binaların tamamının neredeyse sıfır enerjili bina (nSEB) olarak inşa edilmesi, binalarda yenilenebilir enerji oranının 2050’de yüzde 30’a çıkarılması, 2000 yılından önce inşa edilmiş binaların kademeli olarak yıkılıp yenilenmesi ve binalarda enerji verimliliği iyileştirmeleri yapılması gerekiyor. Rapora göre bu dönüşüm için gereken yatırım ihtiyacı 200 milyar dolar seviyesinde.

Oldukça maliyetli olan bu dönüşüm başarıldığında ise yalnızca Türkiye’yi iklim hedeflerine yaklaştırmakla kalmayacak, hane bütçesi için de yararlı olacak. Erten, ufak tefek iyileştirmelerle bile ortalama bir konutta yüzde 25 ila 40 arası tasarruf sağlanabileceğine dikkat çekiyor. Dolayısıyla bu sürecin devlet tarafından sahiplenilmesi ve hanelerin, devletten ve özel sektörden sağlanacak teşviklerle desteklenmesi önemli. Erten, yeşil konut kredileri, yeşil mortgage, performansa dayalı geri ödeme sistemleri gibi finansal araçların yanı sıra kooperatiflerin ve belediyelerin de önemli rol üstlenebileceğini belirtiyor.

Doç. Dr. Duygu Erten’in konuyla ilgili değerlendirmelerini aşağıda paylaşıyoruz:

İstanbul Politikalar Merkezi’nin yayınladığı ‘‘Türkiye’nin Karbonsuzlaşma Yol Haritası’’ için hazırladığımız net sıfır senaryosunda, ‘‘daha iddialı politikalar benimsenirse ne olur?’’ sorusunun yanıtını göstermeye çalıştık. Eski raporlardan farklı olarak bu raporu daha iddialı stratejilere dayandırdık. Örneğin 2025 sonrası yapılan yeni binaların tamamının, yüksek enerji performansına ve belli oranda yenilenebilir enerji kullanımına sahip neredeyse sıfır enerjili bina (nSEB) olarak inşa edilmesini; binalarda yenilenebilir enerji oranının 2040’ta yüzde 20’ye, 2050’de ise yüzde 30’a çıkarılmasını önerdik. Ayrıca 2000 yılı öncesi binaların kademeli olarak yıkılıp yenilendiğini, mevcut binalarda ise enerji verimliliği iyileştirmelerinin yapıldığını öngördük. En önemli strateji değişikliği olarak ise kömürden doğalgaza ve doğalgazdan elektriğe geçişle 2045’e kadar ısınmada fosil yakıtların tamamen terk edilmesini hedefledik. Bu, devletin, hükümetin, bakanlıkların koyduğu hedeflerden farklılaştığımız en önemli nokta: 2045’e kadar fosil yakıtlardan çıkıyoruz.

Konutlarda enerji verimliliği yatırımları hem iklim hedefleri için hem de doğrudan hane bütçesi için faydalı bir araç, bunu yıllardır biliyor ve söylüyoruz.

Örneğin ısı yalıtımı ve pencere iyileştirmeleri, ısıtma-soğutma ihtiyacını yüzde 30 ila 50 düşürüyor.

Isı pompası gibi verimli cihazlara geçilirse, doğalgaz veya kömürle çalışan........

© T24