Diğer

18 Ağustos 2025

Nobel ödülleri dünyamızda dağıtılan en prestijli mükafatlar olarak rağbet görürler. 1901 yılından günümüze 18 üyeden oluşan İsveç Akademisi tarafından belirlenen, bilim adamları ve yazarlara verilen bu ödüller ilgili ülkeler açısından gurur ve kıvanç kaynağı oluşturur. Lise yıllarımdan itibaren, pek çok arkadaşım gibi, Nobel edebiyat ödülü kazanan yazarların kitaplarını okumaya hep gayret etmişimdir. Nobel barış ödülü ise işin kurucusu Alfred Nobel'in bu yöndeki arzusuna binaen Norveç tarafından verilmektedir. Bu çerçevede, Norveç parlamentosunun seçtiği 5 kişilik kurul, her sene dünya barışına katkı yapanlar arasından en layığını seçer. Geleneksel ama görkemli smokinli ödül törenleri milyonlarca insan tarafından izlenir.

Bu sene ocak ayında Beyaz Saray'a yerleşen Donald Trump, hem ABD'nin hem dünyanın gündemini aşırı meşgul ediyor, kendisinden kurtuluş mümkün değil. Her gün televizyonlarda hazretlerini dinliyoruz. Her konuyu biliyor, her konuda konuşuyor, tutarlılık diye bir derdi yok, uyduruk müteahhitler gibi bol keseden atıyor. Bu arada, nereden kafaya taktıysa, illaki Nobel Barış Ödülü'nü almak istiyor. Ya “Biden alamadı, ben aldım” ya da “Obama almıştı, ben de aldım, ondan aşağı değilim” saplantısı içinde olduğunu düşünüyorum. Devlet yetkilileri, gazeteciler, barış doğrultusunda çalışan STK'lar, her sene, bu ödülün kime verilmesi konusunda görüşlerini açıklarlar, basına da yansıyan farklı öneriler Norveç Nobel Barış Komitesi tarafından not edilir. Komite dışarıya kesin kapalı yeterli toplantı sonunda bir aday üstünde mutabık kalır.

Bilmem farkında mısınız ama Vaşington'a Beyaz Saray'a davet edilen yabancı liderler, görüşmeler ertesinde düzenlenen basın toplantısında, Trump’a teşekkür ediyor ve arkasından hazretin Nobel Barış Ödülü’ne layık olduğunu duyuruyorlar. Son defa, Azerbaycan ve Ermenistan liderlerinin bu yöndeki beyanlarını duyduk. Geçtiğimiz temmuz başında Beyaz Saray'a davet edilen Afrika'dan 5 cumhurbaşkanı aynı şekilde Trump'ın Nobel Barış Ödülü almasından yana olduklarını dile getirdiler. Trump’ın ödülü alması gerektiğini ilk kez yüksek sesle duyuran zat-ı muhteremi tahmin edersiniz; Gazze'yi cehenneme çeviren dünyanın en nefret edilen lideri Netanyahu. Adı geçenin, uluslararası toplum içinde, barış ödülü adayı önerisi yapacak en son şahıs olduğu hususunda konsensüs bulunduğundan eminim.

Geçtiğimiz aylarda, Hindistan ve Pakistan arasında, Keşmir dolayısıyla yaşanan hava kuvvetleri çatışması ile Tayland ve Kamboçya arasındaki sınır gerilimi sona erdikten sonra devreye giren Trump, kendisine ait sosyal medya hesabından, taraflarla görüştüğünü ve liderleri barışa ikna ettiğini duyurarak “barış güvercini” iddiasını sürdürdü. Ortada bir kredi varsa bu kesinlikle Trump’ın değil. Tayland ile Kamboçya’yı Kuala Lumpur’da bir araya getiren Malezya Başbakanı Enver İbrahim’dir. Hindistan ve Pakistan ise tarihlerinde bir kaç kez savaştıklarından yeni bir savaş istemezler, karşılıklı saldırıların ardından dururlar, çatışmayı tırmandırmazlar. Trump’ın........

© T24