menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Trump’ın Asya-Pasifik maceraları

15 2
31.10.2025

Diğer

31 Ekim 2025

Kukla tiyatrolarındaki muzır karakterler gibi, uluslararası sahada hangi taşı kaldırsak altından hep Trump çıkıyor. Amerika kıtasında da o var, Avrupa’da da. Ortadoğu’da da o var, Asya-Pasifik ve Afrika’da da.

İkinci kez iktidara geldiği ocak ayından bu yana Trump’ın şahsi izini bırakmadığı coğrafya yok gibi. ABD başkanı sıfatını taşımasından dolayı bu belki olağan görülebilir ama, Trump’ın şahsi gayretleri kendinden öncekilere nazaran çok daha fazla dikkat çekiyor. Bunun birkaç nedeni var. Bir kere, kurulu düzene güvenmediği için sistemin kurum ve kadrolarını dışlayarak işi az sayıdaki yakın danışmanıyla kendi başına götürmek istiyor. Ayrıca kural tanımıyor, bürokrasiyi ve hukuk devletini ayağına takılan engeller olarak görüyor. Hedefine en kestirme yoldan ulaşmak için her türlü yönteme başvurmaktan çekinmiyor. Bir de elbette karakteri gereği, sahne ışıklarını çok sevdiği gerçeği var.

Ben bu yönleriyle Trump’ı bizdeki Özal ve Erdoğan’ın karışımı olarak görürüm. Aslında Erdoğan rol modeli olarak daha etkili ve Trump’ın birkaç adım önünde ilerliyor. Geçenlerde Washington Post gazetesinde Trump’ın Beyaz Saray’ın koruma altındaki Doğu Kanadı’nı (East Wing) gerekli onaylar alınmadan yıktırıp yerine bin kişilik bir balo salonu yaptırma girişimi nedeniyle Erdoğan ve Trump arasındaki benzerliklere işaret eden bir makale yayımlandı. Maalesef bu yazı ya oto sansürden ya da iç gündemin yoğunluğundan dolayı bizde gereken ilgiyi görmedi. Yazıda bizim 1100 odalı Külliye’nin yanında Beyaz Saray’ın (ilginç olan, yazıda bizim Külliye’den “Ak Saray” olarak bahsedilmesiydi. Malum, bizim Beyaz Saray dediğimiz bina İngilizcede Beyaz Ev olarak adlandırılır) adeta cüce gibi kaldığına işaret edilmesi dikkat çekiciydi.

Trump henüz Beyaz Saray’ın yerine yeni bir başkanlık sarayı yaptırmaya tevessül etmedi ama ABD başkanlarının 200 yıllık tarihi çalışma ve ikamet mekanını altın yaldızlarla süsleyerek kendi damgasını vurdu.

Trump’ın dış politika maceraları şimdiye kadar inişli çıkışlı bir seyir izledi. Özellikle gümrük tarife artışlarında bir yukarı bir aşağı ayarlamalar konuyu uzaktan takip edenlerin başını döndürüyor. Buna rağmen hep vurgulayamaya çalıştığımız gibi, Trump özellikle Avrupa’daki gelişmelere ve Ortadoğu’daki savaşlara kişisel müdahaleleriyle damga vurdu. Avrupa’da Trump’ın başını ağrıtan en büyük sorun Ukrayna savaşı. Ne yapsa, Putin’i Ukrayna’ya saldırılarını durdurma konusunda bir türlü ikna edemiyor. Başta Putin’e sempati duyan ve Ukrayna lideri Zelensky’i hırpalayan Trump, giderek Zelensky’e yaklaşmaya, Putin’e karşı sertleşmeye başladı. Trump’ın onayı ile özellikle Avrupalılar aracılığıyla Ukrayna’ya çok sayıda etkili silah sevk edilmeye başlandı.

Trump hâlâ Tomahawk füzelerinin Ukrayna’ya verilmesini onaylamadı ama Putin’in tavrı değişmezse bu da olacak gibi gözüküyor.

Trump şu anda Putin’i petrol ve doğalgaz konusunda sıkıştırmaya çalışıyor. Rusya’dan bu alanda en büyük ithalatçılar Türkiye, Hindistan ve Çin. Malum, Erdoğan Washington’da ABD’den ek ithalat yapmayı kabul ederek Trump’ın taleplerine olumlu yanıt verdi. Türkiye’nin Rusya’ya olan taahhütlerini nasıl sonlandıracağı hâlâ bilinmiyor.

Trump diğer........

© T24