menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Erdoğan’ın konuşmasındaki iki kritik bölüm: Tarihimizde bir ilk ve ‘af işareti’ olarak yorumlanan kelimelendirme

33 9
12.07.2025

Diğer

12 Temmuz 2025

Türkiye, günlerdir Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın partisinin Kızılcahamam kampında yapacağı konuşmaya odaklanmıştı. PKK’nın silah bırakma seromonisinin hemen sonrasına denk gelmesi, doğal olarak, ana başlığın da bu konuyla ilgili olacağı yorumlarına yol açıyordu. Öyle de oldu.

AKP Sözcüsü Ömer Çelik’in, “tarihi bir konuşma olacak” notunu düşmesi nedeniyle hemen herkes dikkat kesilmişti ve Erdoğan’ın bir müjde, bir yasa çalışması, bir iddia açıklaması bekleniyordu.

Konuşma bittiğinde sosyal medyada bir grup, “Bunun neresi tarihi?” yorumlarını yaparken bir grup ise konuşmanın gerçekten tarihi önemde olduğunu savunmaya başladı.

Konuşmanın tarihi nitelikte olup olmadığını, bundan sonra yaşanacaklar belirleyecek aslında. Erdoğan’ın işaret ettiği başlıklarda yaşanacaklar, belki bu konuşmanın bir milat olarak anılmasını sağlayacak.

Ancak Erdoğan’ın uzun zamandır olmadığı kadar önemli bir konuşma yaptığının altını çizmek gerekiyor.

İlk olarak Erdoğan, çözüm sürecini ilk kez bu kadar somut sahiplendiği, sürecin nasıl ilerleyeceği konusunda net mesajlar verdiği bir konuşma yaptı. Önceki konuşmalarındaki tereddütlü ve mesafeli mesajların yerini somut olarak sahiplenme almıştı.

İkinci olarak 2016’dan sonra HDP ve devamı niteliğindeki DEM Parti’den bahsederken sadece “terör-terörizm” ifadelerini kullanan Erdoğan, DEM Parti’ye birden fazla kere teşekkür etti ve bulunduğu yerin çok ötesine koyduğunu gösteren mesajlar verdi.

Çözüm sürecinin nasıl başladığı, neden başlatıldığı, Türkiye’nin en sert dönemlerinden birinden geçilirken neden bu sürece ihtiyaç duyulduğu neredeyse bir yıldır tartışılıyor.

İktidarın bölgedeki gelişmeler nedeniyle bu süreci başlatmaya mecbur kaldığı yorumları çok da yanlış değil. Bölge öylesine gelişmelerden geçiyor ki Türkiye açısından, küresel ve bölgesel güçlerin etkisiyle ya da değil farklı adımlar atması zorunluluk haline gelmişti. Sorun, bu adımların atılıp atılamayacağı noktasında düğümleniyordu. Düğüm hâlâ çözülmüş değil.

Erdoğan, konuşmasında aslında bu konuyla ilgili de mesajlar verdi ve Türkiye açısından bir paradigma değişikliğine örtülü biçimde işaret etti. Konuşmasının büyük bölümünde Türk, Kürt ve Arap halklarının birlikte hareket ettiğinde başardıklarına işaret eden Erdoğan,........

© T24