menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Bir şairi “ıslah” etmek: Şiirin, boğaza dayanan bıçaktan tehlikeli bulunduğu düzen

70 29
31.08.2024

Diğer

31 Ağustos 2024

“Bir ömürdür cezaevindeyim… Mesela hiç cep telefonu, akıllı telefon kullanmadım. İnternet de hakeza dışarıdayken bildiğim bir şey değildi…”

Bingöl Karlıova’da doğup büyüdüğünüzü düşünün, bütün güçlüklere rağmen okumayı, sınavı kazanmayı başarıp İstanbul Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi’ni kazandığınızı…

İlhan Sami Çolak, o günden sonrasının daha kolay olacağını düşünüyordu. Daha iyi, daha ferah… Bahar gelmiş de saçınızı, kalbinizi okşuyor gibi…

İlhan Sami Çomak böyle olacağını düşünmüştü.

Öyle geçmedi bahar…

O güzel günlerin hayalini kurarken, onlarca, yüzlerce kişinin ismini söyleyip tutuklanmasına neden olan iki itirafçı, hakkında ifade veriyordu.

Silahlı eylemlere katılmıştı o ifadelere göre, orman yakmıştı hatta… Örgütün etkili, önde gelen isimlerinden biriydi!

1994’te, 21 yaşında tutuklandı.

Kendi anlatımına göre, bu ifadeleri kabul etmesi için günlerce işkenceli sorgulardan geçti. Ve yine kendi anlatımına göre, kendini belki de o korkunun etkisiyle, hakkınca savunamadı. Orman yakmadığı açık seçik belliydi. Silahlı eyleme katılmadığı da belliydi de ortada itirafçı ifadesi vardı. Aynı yıl, müebbete mahkûm edildi. Bunun karşılığı 36 yıldı…

Cezaevinde Hayata Dönüş adı verilen, sonradan isminin “Tufan” olduğu ortaya çıkan, onlarca hükümlü ve tutuklunun can verdiği operasyona da maruz kaldı, kötü muameleye de…

Barışçıl protestolara katılarak bu uygulamalara karşı çıkmaya çalıştı. Kolay değil, bir ömür cezaevinde kalacaktı…

Derken, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, dosyası için “hak ihlali” kararı verdi. Yeniden yargılanacaktı.

O aşamada, hakkında ifade veren itirafçılardan birinin öldüğü, diğerinin ise başka bir vesileyle verdiği ifadede, işkence altında isimleri söylediğini anlattığı ortaya çıktı.

Ama yetmedi… AİHM kararı nedeniyle yapılan yeniden yargılama sonunda da aynı cezaya mahkûm edildi.

Belli ki ömrü burada geçecekti. Geçti de… Artık 51 yaşında Çomak… 21 yaşında girdiği cezaevinde tam 30 yıl geçirdi.

“İçeriye düşen genç insanların, başlangıçta yokluğunu hissettiği şey akıllı telefonları ve sosyal medyaya ulaşamamak oluyor. Ben bu neviden şeylerin yokluğunun yarattığı boşluğa aşina değilim.”

Yine haksız biçimde aylarca cezaevinde tutulan Celalettin Can’ın yaptığı söyleşide, yaşayamadığı hayatı böyle özetliyordu Çomak.

Gençliğini, orta yaşın ilk yıllarını cezaevinde geçirdi. Kimseye zarar vermedi bütün bu süreçte, kimsenin canını yakmadı. Ama kalpleri ağrıttı. Yazdığı kitaplar, yazdığı şiirlerle sesini duyurdu hücrelerden dünyaya…

Çomak’la benzer cezalardan yargılanan mafya babaları erkenden tahliye oldu. Sağ örgüt davalarından mahkûm edilenler, işkenceyle insan öldüren Hizbullahçılar tahliye oldu. Çeteler, katiller tahliye oldu. Tecavüzcüler, gaspçılar tahliye oldu.

Çomak, hepsinin cezaevinden çıkışını izledi. Ve şiirle anlattı içindekini…

Çomak’ın şartlı salıverme süresi dolmuş durumda.

Birkaç yıl önce dolmuş olsa, cezaevinden çıkıp gidecekti. Ancak yeni uygulamaya göre, koşullu salıvermeye cezaevindeki idare........

© T24


Get it on Google Play