Donald Trump’ın "Woke AI” ile savaşı
Diğer
13 Ekim 2025
(Bu makale, Ankara ODTÜ Konferans Merkezinde düzenlenen 5.Bilgisayar Mühendisleri Kurultayı'nda 11 ekim 2025’de yapılan sunumun özetidir)
Son 3 yıldır ne tarafa bakarsak yapay zeka görüyoruz. Herkes yapay zekayı çok sevdi. Öyle ki bazıları üzerine toz kondurmuyor ve herhangi olumsuz bir şey söyleseniz öyle savunma cümleleri geliyor ki “bir yapay zeka tarikatı var galiba” diye düşünüyorum.
Yapay zeka tabii ki hayatımızı kolaylaştırıyor. Üstüne; çeşitli sektörlere mesela sağlık alanına getireceği gelişmelerin paha biçilmez olacağı düşünülüyor.
Ama her şey pespembe mi?
Pek değil. İngiltere ve Avrupa Birliği gibi hükümetler "insan merkezli teknoloji" derken Gary Marcus gibi uzmanlar ya da Vitalik Buterin gibi bilişim sektörünün önde gelenleri yapay zekanın kötü ellere düşebileceği konusunda sürekli uyarıyor.
Zaten pespembe olmadığı konusundaki ilk farkındalıklar, Sam Altman’ın OpenAI yönetim kurulu tarafından 2023 kasımında kovulması ile başladı. Büyük bir şey başarmış olan CEO'nun birden kapı dışarı edilmesinin nedenini önceanlayamadık ama sonra Ethereum’ın kurucusu Vitali Buterin’in "Yapay Zeka Bize Düşman Olursa, Mars Bile Güvenli Olmayabilir" başlıklı makalesinin yardımıyla farkına vardık ki, ABD’de yapay zeka konusunda 2 farklı eğilim var. Bir tanesi, “adım adım gidelim ve insanlık adına yararlarını ortaya koyalım (EA)” derken, bu yazının asıl konusu olan diğer eğilim (e/ACC) “bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” modundaydı.
Altman, yönetim kurulundaki EA’cıların aksine davrandığı için görevden alınmıştı. Sonra göreve döndü ve eski yönetimden önemli yapay zekacı Ilya Sutskever’in de yer aldığı yeni yönetim kuruluna uygun çalışacağına söz verdi. Ancak o günlerde verilen sözün karşılığında Jan Leike ve Sutskever’in kurduğu “Yapay Zeka’nın Riskleri”ni araştıran bölüm, 1 yıl geçmeden kapandı. Leike ve Sutskever, OpenAI’dan ayrıldılar. Arada Yapay Zeka şirketi çalışanlarından, yanlış giden şeyler için ihbarcı olmak isteyenlerin "ABD Kongresi'nden koruma zırhı" talep ettikleri görüldü.
Kısaca Büyük Dil Modellerinin (LLM) dolayısıyla Yapay Zekanın gelişmesinde, bizi bulunduğumuz noktaya getiren OpenAI’daki bu çelişik gelişmeleri anlattıktan sonra, günümüze ve Trump’a gelelim. Donald Trump’ın Temmuz 2025’te “AI Action Plan” (Yapay Zekâ Eylem Planı) kapsamında üç yeni yürütme emri yayınladı. Bunlardan biri olan “Preventing Woke AI in the Federal Government” emri, federal hükümetin yalnızca “ideolojik açıdan tarafsız”, yani "woke" olarak tanımlanan ve değerleri (çeşitlilik, eşitlik, kapsayıcılık – DEI) gözardı eden yapay zekâ (YZ) sistemlerini kullanmasını şart koşuyor.
Bu yönelim, Biden döneminin güvenlik ve DEI odaklı regülasyon stratejisini tersine çeviriyor. Trump yönetimi, düzenlemeler vs değil ulusal ekonomik çıkar, yenilikçilik, regülasyonların kaldırımı, ABD'nin yapay zeka yarışında öncü olması gibi hedeflere yönelmiş durumda.
Bu emrin öne çıkan özelliği şu :
-ABD Federal hükümet, satın alacağı büyük dil modellerinin (LLM'ler) “gerçeği arayan” ve “ideolojik olarak tarafsız” olmalarını şart koşuyor. Bu, “çelişik ifade”, daha önce tarafsız olarak tanımlanan değerlerin (çeşitlilik, eşitlik, kapsayıcılık – DEI) gözardı edilmesi anlamına geliyor.
Bu yeni........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d