60 bin yıllık Neanderthal flütünden yan flüte; Beste Yalı anlatıyor
Diğer
15 Haziran 2025
Flüt sanatçısı Beste Yalı
İnsanın müzik yapma arzusu, tarihin ilk enstrümanı olarak bilenen 60 bin yıllık Neanderthal* flütünden Beste Yalı’nın çağdaş yorumlarına dek uzanıyor.
Küçük yaşlarda piyano ile başladığı müzik yolculuğunu bugün flüt ve pikoloyla ulusal ve uluslararası başarılarla sürdüren genç sanatçı Beste Yalı, klasik müzik dünyasının önemli isimlerinden biri olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.
Müzisyen bir aileye doğmanın getirdiği bilinçle Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İstanbul Devlet Konservatuvarı’nda ortaokuldan bu yana dünyaca önemli sanatçılardan eğitim alan Yalı, batı müziğinde Avrupalı meslektaşlarına sanatıyla açık ara fark atıyor.
Türkiye'deki konservatuvar eğitiminden, flüt ve pikolo ayrımına, sahne deneyimlerinden genç bir müzisyen olarak karşılaştığı maddi ve mesleki zorlukları T24'e anlatan Yalı, 21 Haziran'da 53. İstanbul Müzik Festivali kapsamında düzenlenecek Yarının Kadın Yıldızları konserinde genç arkadaşlarıyla beraber yeniden müzikseverlerin karşısına çıkacak.
- Neden flüt?
Ben müzisyen bir aileden geliyorum. Annem ve babam müzik öğretmeni. Çok küçük yaşlarda da müzikle tanışmıştım ve evde de çokça klasik müzik dinliyorduk. Beş yaşındayken annemden piyano dersleri alarak başladım müziğe ama piyano çok da dikkatimi çekmemişti. Çünkü annemle de yaptığımız dersler bana birazcık daha oyun gibi geliyordu. Üçüncü sınıfa geldiğimde babam bana hayatımın geri kalanında müzikle ilgilenip ilgilenmek istemeyeceğimi sordu. Ben de zaten ilgimi çektiği için ilgilenmek isteyeceğimi söyledim.
İlkokul üçüncü sınıfın sonlarına doğru babamla konservatuara hazırlanmaya başladık. Beni kulak sınavlarına hazırladı. Sonra da üçüncü sınıfın yazına doğru da Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı Müzik ve Bale İlkokulu sınavlarına girdim. 500 kişinin girdiği sınavlardan yalnızca 50 kişi alıyorlardı ve ben onların içindeydim. Kulak sınavından sonra ise enstrüman seçimine dair bir sınav oldu. Orada da enstrümanlara yeterliliğimize bakıyorlardı.
Bu sınavlardan önce babamın bir arkadaşı vasıtasıyla flütle tanışmıştım. Bir de kemanla tanışmıştım. İki enstrümanı da çalmayı istiyordum. Bu enstrümanlar hem sesi hem de icracılığıyla çok ilgimi çekmişlerdi. Sınava girdiğinde de jüri üyelerine flüt ya da keman çalmak istediğimi söyledim. Bunun üzerine benim diş yapıma, el yapıma bakarak benim flüte uygun olduğumu karar verdiler ve böylece flüte seçilmiş oldum.
Dördüncü sınıfta normal okula devam ederken bir yandan da Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda yarı zamanlı eğitim almaya başladım. Mimar Sinan’a iki gün giderek bir solfej bir de flüt dersi görüyordum. Dördüncü sınıfın sonunda gerçekten flüte artık hayran olmuştum ve çalmaya devam etmek istiyordum. Bunun üzerine ortaokulda tam zamanlı olarak Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı Müzik ve Bale Ortaokulu’na geçtim ve böylece Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda hem ortaokulu hem liseyi bitirdim. Şimdi de üniversiteyi bitirmek üzereyim, son sınıfım.
Dördüncü sınıfta flüte başladığımdan beri ben Prof. Dr. Ayla Uludere ile flüt çalışıyorum. Yani kendisi 13 yıldır flüt eğitmenim ve artık benim için bir anne gibi. Benim yolumda bana ışık tutan, beni bazen umutsuzluğa kapıldığımda destekleyen flüte dair bana her şeyi öğreten kişi de kendisi. Tabii ki onun yanı sıra konservatuarda çok da farklı solfej, orkestra, şefleri, birçok eğitmenimiz var; onların da hepsini yeri ayrı bende.
- O yaştaki Beste’ye flüt ne ifade ediyordu, bugünkü Beste için ne ifade ediyor?
O zamanki Beste için flüt sadece müzik yapmakta bir araçtı, şimdiyse hayatımın anlamı diyebilirim.
- Mesela önümüzdeki hafta bir kontrbas sanatçısı Deniz Akgün’ü ağırlayacağız. Kontrbas yanlış bilmiyorsam en büyük enstrümanlardan bir tanesi, taşıması, bir yere giderken götürmesi zor. Sen biraz önce çantandan çıkarttın enstrümanını, bunun esprisi arkadaşlarınızla aranızda yapılıyor mu?
Evet kesinlikle. Hatta birazcık bizi kıskandıkları oluyor çok doğal olarak. Bu espri aramızda oldukça dönüyor. Flüt çanta da rahatlıkla taşınabilecek boyutta bir enstrüman. Ben de hatta kontrbası hiç taşıyor olmak istemezdim. Bu yüzden de çok avantajlı hissediyorum.
- Müzisyen bir aileden gelmenin avantajları ya da dezavantajları oldu mu? Yani sanatla kurduğun kişisel ilişkiye eminim onlar çok etkilemiştir ama...
Kesinlikle oldu. Dediğim gibi zaten ilk başta müzik kariyerini seçmemde onların çok büyük rolü var. Belki de müzisyen olmasalardı ben hiç bu dalı seçmeyecektim. Hem çok küçük yaşta müzikle tanışmış oldum hem de sonraki eğitimim içerisinde de onların bana, özellikle ortaokuldayken bazen anlamadığım konularda da çokça yardımı dokunuyordu.
- Ayrıca pikolo da çalıyorsun. Flüt ve pikolo arasındaki fark nedir?
Boyut farkını da hesaba katarak aslında pikolo orkestralardaki en tiz sesli, yani en ince sesleri çıkarabilen enstrüman ve aralarında tam olarak da bir oktav fark var. Yani flütte üflediğimiz aynı doyu pikoloda da aynı sese basarak üflediğimizde bir oktav üzerindeki sesi çıkartıyor ve pikolonun orkestrada kullanılırken de en çok tercih edilmesinin sebeplerinden biri orkestranın da registerını genişletiyor olması, çünkü en tiz sesli enstrüman pikolo.
- İlk sahne deneyiminde ne hissetmiştin ve artık tecrübeli bir sanatçı olarak şimdi ne hissediyorsun?
O zaman da heyecanlanıyordum. Hatta o zaman çok çok heyecanlanıyordum, şimdi yine heyecanlanıyorum çünkü heyecan bizim işimizin bir parçası. Heyecan olmadığı zaman biz de müziğe olan şevkimizi belki kaybetmiş oluruz. Tabii o zaman biraz tecrübesizlikle de tiyatrocular ellerini nereye koyacaklarını bilemezlerse bizde nasıl selam vereceğim, nasıl sesle başlayacağım, seslerim güzel çıkacak mı gibi birçok paniğe kapılabiliyoruz. Şimdi ise sahnede çok fazla tecrübe edindiğim için ne yapacağımı biliyorum ama yine de tabii çıkmadan önce heyecan oluyor.
- Birçok piyano, keman sanatçısı tanıyoruz ama flüt sanatçısı bilmiyoruz, senin en çok dinlediğin flüt sanatçısı kimdir ve bize birilerini önerir misin?
Bugüne kadar yaşamış en ünlü, en büyük flütçülerden Jean-Pierre........© T24
