menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

10 soruda Bolivya'daki darbe girişimi

19 1
30.06.2024

Diğer

T24 Haftalık Yazarı

30 Haziran 2024

Güney Amerika ülkesi Bolivya'da 26 Haziran Çarşamba günü, solcu Luis Arce hükümetine karşı gerçekleşen darbe girişiminin ardından geriye birçok soru işareti kaldı. Yaklaşık üç saat süren ve kolaylıkla bastırılan teşebbüsün bütünüyle anlaşılabilmesi için biraz daha zamana ihtiyaç var. Ancak akla gelen ilk soruları on başlıkta toplayabiliriz.

Bolivya'nın yönetimsel başkenti La Paz'da bulunan hükümet sarayı, 26 Haziran Çarşamba günü General Juan José Zuñiga liderliğindeki askerî birlikler tarafından kuşatıldı. Zırhlı araçlarla meydanı kuşatan ve halkı uzaklaştıran askerler zorla hükümet binasına girdiler.

Kapıların kırılmasının ardından Devlet Başkanı Luis Arce giriş katına indi ve bir gün önce, 25 Haziran'da genelkurmay başkanlığı görevinden aldığı Zuñiga ile karşı karşıya geldi. Zuñiga'dan askerleri çekmesini ve demokrasiye saygı göstermesini istedi.

Eski Başkan Evo Morales'in Twitter/X hesabından bunun bir darbe girişimi olduğunu duyurması ve halkı meydanlara çağırması üzerine kısa sürede binlerce Bolivyalı hükümet sarayının bulunduğu meydana doğru yürüyüşe geçti. Sendikalar Konfederasyonu da darbeye karşı grev ve eylem çağrısında bulundu.

Askerler Murillo Meydanı'na toplanan kitleyi durdurmaya çalışırken Arce, Zuñiga ile birlikte üç üst düzey komutanı görevden aldığını ve yeni atamalar yaptığını duyurdu. Yeni Genelkurmay Başkanı José Wilson Sánchez'in çağrısı üzerine askerî birlikler hükümet sarayını terk ettiler. Böylelikle üç saat süren ve canlı yayında izlenen darbe girişimi sona ermiş oldu.

Arce, darbe girişiminin ardından demokrasi için birlik mesajı verirken gözaltına alınan Zuñiga, bu girişimin bizzat Arce tarafından yaptırıldığını iddia eden açıklamalarda bulundu. Buna göre, Arce, eski başkan Morales'e karşı iktidarını konsolide etmek ve popülaritesini yükseltmek için böyle bir girişimde bulunmuştu.

Yaşanan olay, Latin Amerika'daki darbeler düşünüldüğünde oldukça sıra dışı görünüyordu.

Başarısız olan her darbe girişimi, mevcut iktidarın elini güçlendirir ve bu açıdan şüphe uyandırır. 2002'de Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chávez'e yönelik darbe girişimi iki gün içinde bastırılmış ve Chávez bu girişimin ardından iktidarını güçlendirmişti. Muhalifler de darbe girişiminden Chávez'i sorumlu tutmuştu.

"Kendisine karşı darbe" ya da "kendi kendine darbe" (autogolpe/self-coup) kavramı, Peru'da 1992'de Başkan Alberto Fujimori'nin kendi hükümetini işlevsiz bırakarak, mevcut anayasa ve yasaları askıya alması ve olağanüstü yetkiler üstlenmesiyle literatüre girmiş bir kavram.

Bu kavram yakın zaman önce yine Peru siyasetiyle ilgili olarak gündeme geldi. 7 Aralık 2022'de Peru Devlet Başkanı Pedro Castillo, azledilmesi için üçüncü kez yapılacak oylama öncesinde "parlamenter diktatörlük"le suçladığı kongreyi feshederek olağanüstü hâl ilan etmişti. Bunun hemen ardından Castillo, "kendi kendine darbe" yapmaya çalışmakla suçlandı ve tutuklandı.

Oysa Fujimori, "kendi kendine darbe" yaparken arkasında çok güçlü bir ordu desteği vardı ve muhalefeti sindirmek için otoriter bir rejim kurmayı hedeflemişti. Castillo ise kendisini azletmeye çalışmaktan başka bir şey yapmayan parlamentonun işlevini kaybettiğini düşünüyor ve erken seçime gitmek istiyordu. Sadece bunu yapmaya çalışırken yanlış bir yol seçmişti.

Bu açıdan bakıldığında "kendi kendine darbe" kavramını kullanırken dikkatli olmak gerektiği görülüyor. Arkasında güçlü bir ordu desteği ve otoriter bir rejim kurma hedefi olmayan bir liderin kendi kendine darbe yapmaya çalışması mantıklı değil.

Bolivya'da ve genel olarak bölge ülkelerinde solcular iktidarda olsalar dahi yerleşik oligarşik güç yapılarını yıkmakta ve polis/ordu üzerinde hegemonya kurmakta zorlanıyorlar. Arce'nin arkasında ne güçlü bir ordu desteği var ne de otoriter bir rejim kurma çabası içinde olduğuna dair bir emare. Bu koşullarda kendi kendine darbe yapmaya kalkması mantıklı görünmüyor.

Bir diğer iddia, General José Zuñiga'nın genelkurmay başkanlığı görevinden alınmasına bir tepki olarak darbe girişiminde bulunduğu yönünde. Zuñiga, darbe girişiminden iki gün önce, 24 Haziran'da eski başkan Morales'i 2025 seçimlerinde aday olması halinde tutuklayacağını açıklamış, bunun üzerine 25 Haziran'da görevinden alınmıştı. Ancak Zuñiga'nın sadece bir gün içinde son derece plansız bir şekilde bireysel olarak böyle bir şeye kalkışması olası görünmüyor.

Başarısız darbe girişimlerinde akla gelen bir diğer seçenek, "aşamalı darbe" ya da "kontrollü darbe" olarak tanımlanan, öngörülen ve önlenmeyen girişimler. Buna göre, darbe tehdidine maruz kalan lider için "kahramanlık" yolu açılıyor ve darbe girişimi kontrollü bir şekilde bastırılarak siyasi sonuçlarından yararlanılmış oluyor.

Bolivya örneğinde, 2019'da da bir darbe yaşandığı ve ülkede ABD destekli darbeci gruplar olduğu için her zaman bir darbe ihtimali olduğu ve Arce hükümetinin buna hazırlıklı olduğu ortada. Ancak Zuñiga'nın girişiminden Arce'nin haberdar olup olmadığını bilmemiz şu aşamada mümkün değil.

Bolivya'daki darbe girişiminin ardındaki dinamikler, 2019'da Morales'i deviren muhafazakâr elitlerden ve aşırı sağcı muhalefetten bağımsız olarak anlaşılamaz.

20 Ekim 2019'da gerçekleşen başkanlık seçimlerinde Evo Morales galip çıkmış ancak hile olduğu gerekçesiyle seçim sonuçlarına itiraz eden muhalefet liderleri ülke genelinde kitlesel protestolar düzenleyerek Morales'i istifaya zorlamışlardı. Protestoların hızla şiddetli çatışmalara dönüşmesini takiben ordu iktidara el koymuş, can güvenliği tehlikede olan Morales Meksika'dan gelen sığınma talebini kabul ederek ülkesini terk etmek zorunda kalmıştı.

Yerli hareketinin içinden gelen Morales, 2006'dan bu yana iktidardaydı ve mevcut Latin Amerika liderleri arasında en uzun süredir iktidarda olanıydı. Morales'in içinden çıktığı hareket olan ve sonradan partileşen MAS'ın (Sosyalizme doğru Hareket) iktidarında, sömürgecilik döneminden bu yana ayrımcılığa uğrayan yerlilere eşit yurttaşlık tanıyan çokuluslu bir devlet kuruldu ve toplumsal adaletin temellerini atan demokratik bir anayasa yapıldı.

Morales'in devrilmesinin ardından yerliler ve işçiler, darbecilere direnmeye devam ettiler. Jeanine Áñez başkanlığındaki darbeci geçiş hükümeti, Morales'in........

© T24


Get it on Google Play