menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Devlet zayıflıyor mu? Yolsuzluk artıyor mu?

16 3
12.03.2025

Diğer

12 Mart 2025

Son dönemde Türkiye’de devletle ilgili çok tartışma var. Bir yanda “devlet, artık vatandaşların değil, iktidardaki siyasi partinin, hatta bazı kişilerin devleti haline getirildi” görüşü yaygın.

Bu görüşe göre, devletin böylece zayıfladığı, vatandaşlar için görevlerini yeterince yapamadığı söyleniyor. Çünkü devletin giderek iktidar partisi ve o partideki kişiler için ve ancak onlardan talimat alarak görev yaptığı ifade ediliyor.

İktidar partisinin sıkça sözünü ettiği anayasa değişikliği de bu bağlamda ele alınmalıdır. Devlet kapsamı içinde, iktidardaki hükümet yanında, kamu kurumları, yerel yönetimler ve onların yöneticileri yer alıyor.

Diğer tarafta, devletin yerel yönetimler gibi bazı kurumlarını başka siyasi partilerin seçilerek yönettiği gerçeği var. İktidar partisinin, yerel düzeyde bile, iktidarını paylaşmak istemediği, seçilmiş olsalar da, yargı yoluyla diğer partilere engel olduğu görüşü sıkça dile getiriliyor.

Türkiye’de devlet zayıflıyor ve kırılgan hale geliyor söylemi doğru mu? Devletin zayıfladığını ifade eden göstergeler var mı? Bu yazıda önce devleti, özellikle ulus devleti kısaca tanımladıktan sonra, devletin zayıflığını ve kırılganlığını gösteren ölçütlere bakıyorum.

Devletin zayıflamasına neden olan bir partiye ve/veya bazı kişilere bağlı hale gelmesi başka sonuçlar da doğruyor mu? Örneğin, yolsuzluk, usülsüzlük ve rüşvet giderek artıyor mu? Bu sorunun da yanıtını kısaca araştıryorum.

Ölçütlerin gösterdiği sonucu kısaca belirteyim; Türkiye, hem devletin zayıflayıp kırılgan hale gelmesinde, hem de yolsuzlukta, diğer ülkelere göre, sürekli kötüye gidiyor. Bu durum bir kısır döngüye giriyor.

Devlet, en üst düzeyde bir toplumun siyasi örgütlenmesidir; diğer örgütlenmelerden farklıdır. Çünkü devletin, sınırları belli bir alanın tümünde, tüm ülkede diyelim, egemenlik ve yargılama gücü vardır.

Devlet bu alanda, hukuk ve yasalar çerçevesinde ve tarafsız olarak, egemenliğini ve yasalarını uygular. Devlet bu alanda ve tarafsızlık içinde, vatandaşların ve ülkenin düzenini ve güvenliğini sağlamak zorundadır.

Vatandaşlar, bunun karşılığında, devletin egemenliğini ve yasama gücünü genel bir mutabakat içinde kabul ederler. Genel mutabakat yoksa, devletin yasa uygulama ve egemenlik gücü zayıf demektir.

Ulus devlet, kendilerini bir ulus olarak tanımlayan vatandaşların devletidir. “Biz bir ulusuz” diyenler ülkedeki nüfusun genellikle önemli bölümünü oluştururlar ve kendi kaderlerini tayin ederek (self-determination: öz-belirtim (TDK)) devleti kurarlar.

Devleti kuran çekirdek grup için ulus devlet kendilerinindir, egemen oldukları alan anavatanları olur. Bu çekirdek grup, diğer daha küçük gruplardan devleti tanımalarını ve devlete saygı duymalarını bekler, ister. Brubaker (1996, Bölüm 3 ve 4).

Ulus devletlerin........

© T24