Diğer

11 Eylül 2025

"VICE is broke" belgeseli

Bundan 8-10 yıl kadar önceydi sanırım, o sıralarda işinden ayrılmış epey üst düzey bir medya yöneticisi bana VICE’ı Türkiye’ye getirmek istediğini lakin çok para istediklerini söylemişti. (Hafızam beni yanıltmıyorsa ayak bastı parası 15 milyon dolar istemiş VICE yöneticileri.)

Heyecanlanmıştım. Acaba gerçekten Türkiye’ye girer miydi VICE?

Öyle “bağımsız”, öyle “cesur”, öyle “kreatif” işleri biz de yapabilir miydik?

“VICE da ne ola ki” diyenler için şöyle tariflemek mümkün sanırım: VICE aslında bir dergi. 1994’te Kanada, Montreal’de -inanmayacaksınız ama- Haitili göçmenlere yönelik yayın yaparak yayın hayatına başlamış bir dergi.

Sonra kabuk değiştiriyor, New York’a taşınıyor. İki çalışan, Shane Smith ve Gavin McInnes, dergiyi alt kültürün, 2000’lerde Brooklyn’de filizlenen hip hop gençliğinin sesi haline getiriyor.

Akıllı ama uyuz, tembel ama yaratıcı, kural karşıtı ama içten içe disiplinli, küfürlü ve argo konuşan ama girişimci bir kuşağın kendini belli etmeye başladığı günlerde zamanının referans yayınına dönüşüyor VICE.

İyi fotoğrafçılar, iyi kalemler, iyi art direktörler bol şamatalı, bol uyuşturuculu ve alkollü, biraz ırkçı ve politik doğruculuktan nasibini almamış şakaları ve tüm yaratıcılıklarıyla VICE’ın etrafında toplanıyorlar.

Satışlar artıyor, işler büyüyor. Ve VICE 2010’lara gelindiğinde “video işine” girmeye başlıyor.

Burada bir ara verelim ve ben size niçin VICE’ı anlattığımı açıklayayım: Kısa süre önce MUBİ’de kendi prodüksiyonları olan bir belgesel yayına girdi: “VICE is broke.” Epey de sosyal medya reklamı vermiş MUBİ, iyi de yapmış. Önüme birkaç kez düşünce merakımı celbetti ve gazetecilik mesleği açısından bize çok şey söyleyen bu belgeseli izledim, size de anlatayım istedim.

Özellikle işi Youtuber haberciliği olan gazeteciler bu belgeseli kaçırmasın, diyeyim ve VICE’ın hikayesine devam edeyim:

Nerede kalmıştık? 2010’lardayız ve video işine girince VICE bir anda büyüyor.

Büyümek de ne kelime, patlıyor.

Ukrayna’da........

© T24