Pazartesi Yazıları | Sizin komşunuz da “muhbir” olabilir mi?
Diğer
10 Kasım 2025
“… mahallesinde evde yalnız yaşayan Abdurrahman Y. evinde ölü bulundu, komşularının ihbarı üzerine eve giren sağlık ekipleri…”
Bu cümlede size acayip gelen bir şey var mı?
Belki de yok. Ama olmalı.
Olay ne? Evde yalnız yaşayan, belli ki yaşı da geçkin olan bir adamcağız ölmüş. Adrese ambulans gelmiş. Ki hep gelmez mi?
Peki, komşular neyi “ihbar” etmiş? Adamın öldüğünü mü?
Suç muymuş ölmek?
Güzel Türkçemize bir zamandan beri acayip bir şey oluyor. Dilimiz giderek bir polis tutanağına, bir hukuk mütalaasına dönüşüyor.
Girin Google’a ve “komşularının ihbarı üzerine” yazın. Şaşıracaksınız.
Biri evde ölüyor, komşular ihbar ediyor. Biri fenalaşıyor, komşular ihbar ediyor. Birinin çocuğu balkondan düşüyor, komşular ihbar ediyor.
Muhbir komşularla dolu bir ülke istiyoruz belli ki.
Oysa komşular eskinin tabiriyle “ambulansı arıyor” sadece. Polis çağırıyor. İtfaiyeye haber veriyor.
Bitmedi. Biri sokakta kavga etmiş, karşı taraf kalabalıkmış karşı koyamamış, bunu sosyal medyada anlatacak… “Darp edildim” diye yazıyor.
Dövüldüm, dayak yedim, bana saldırdılar, üstüme çullandılar, beni dövdüler, kavga ettim… Bunların hepsi olur ama yok! “Darp edildim” diyor. Bir polis tutanağı, bir mahkeme zaptı diliyle anlatmayı tercih ediyor derdini.
Örnekler çok. “Şahıs” mesela. Dayak yiyen dayağı polise veya kameralara anlatacak diyelim, “Şahıs bana vurduktan sonra koşarak olay yerinden uzaklaştı” diyor. “Adam vurdu, kaçtı” yahu! Yahut kadın.
“Etkisiz hale getirmek/getirilmek” var bir de. “… üç kişi polis ekiplerince etkisiz hale getirildi.” Yakalandı mı yani? Öldürüldü mü? Yaralandı mı? Bilemiyoruz. Etkisiz hale getirildi.
Haydi polisler artık yakalayıp kelepçelemek yerine “etkisiz hale getiriyorlar” diyelim. Bazen şöyle şeyler okuyoruz: “Şahıs o esnada olay yerinde bulunan vatandaşlar tarafından etkisiz hale getirildi.” Ben buradan önce bir meydan dayağı yediğini, sonra da sırtına basılarak polisin beklendiğini anlıyorum. Yani vatandaş da mı artık etkisiz hale getirebiliyor?
Bir de kafayı bir süredir “ile” bağlacına taktım. Bağlaç diyorum ama aslında iki “ile” var. Biri dediğim gibi bağlaç. “Ali ile Ayşe oynamaya başladı” cümlesindeki gibi.
Bir de edat olan ve zarf yapan “ile” var. “Neşeyle sokağa fırladım” mesela…
Bir zamandır herkes bu........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein