menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Gelibolu’nun ağaçlandırılması tartışmasına devam…

16 0
22.08.2025

Diğer

22 Ağustos 2025

Çanakkale Gelibolu'da yanan ormanlar

Gelen tepkilerden anladığım kadarıyla Gelibolu’da yüz yıl önce orman olmadığını bir botanikçinin 1924 tarihli makalesine gönderme yaparak aktardığım yazı epey insanın ilgisini çekti.

Olumlu eleştiriler de vardı, olumsuzlar da. Hepsine değineceğim ama önce yazıda ismi geçen gazeteci-tarihçi Gürsel Göncü’nün T24’e yazdığı son makalesine göz atalım, zira o da bu konudan bahsediyor:

“Çanakkale ve Gelibolu Yarımadası’ndaki yangınlarla ilgili -tanıdığım bir coğrafya olduğu için- daha önce defalarca yazdım. Rüzgara açık bir yarımada, rüzgarıyla meşhur bir coğrafya. Maalesef özellikle 1980-2015 arasında ağaçlandırılmış, “her şehide bir fidan” denerek orijinal florası perişan edilmiş bir vatan toprağı. Bilmem kaç yüz bin yıldır şiddetli havalara açık ve bu nedenle çıplak, en fazla çalılık. “Hâtıra ormanı” rezaletlerine, “manzarası kapanıyor” diye bahçesindeki ağacı kesip bilmem nereye fidan bağışında bulunan kimi necip vatandaşlarımız; şimdi de -belki iyi niyetle ama- “yeşil kampanya” başlatmışlar! “Yanan yerler tekrar ağaçlandırılsın”mış! Yani kaçınılmaz ve yeni yangınlar devam etsin! Tarihî pozisyonları, mesela Mustafa Kemal ve diğer kahramanların savaştığı yerleri göremeyelim! Bölgenin tilkisi-kurdu-kartalı-domuzu da kendine yeni yerler bulsun! Biz de yeşil-yeşil, şimdiki zamanı sonsuzmuşçasına yaşayalım!”

Tarihçi görüşü böyle. Gelibolu’nun florasının farklı olduğunu belirtiyor ve tarihi pozisyonların ormanlaştırma nedeniyle görünmez hale geldiğinin altını çiziyor.

Benim konu hakkındaki yazıma gelen eleştirilere dönersek…

Ormancı ve akademisyen Cihan Erdönmez yazıma dair olumlu yorumlarına eşlik eden -ve katkı sağlayan- eleştirisinde “Bir yerin 100 yıl önce ormansız olması bir gösterge olamaz” demiş.

Haklı. Ben sizi detaya boğmamak için Turrill’in yazıda bahsi geçen makalesinden detay vermedim ama Turrill geriye dönük 200 yıllık literatürü tarıyor. Dolayısıyla 1700’lerden 1900’lere kadar Gelibolu’da orman olmadığını söylüyor. Yani Gelibolu’nun ormansız geçmişi 100 değil, 1973’e kadar böyle kaldığını varsayarsak 250-300 yıllık.

Lakin bu da bir gösterge olmayabilir pekâlâ. Sonuçta orayı da insanlar ormansız hale getirmiştir, kesmiş-biçmiştir. Benim söylediğim de bu zaten: Tarih boyunca mesela yüksek rakımlarda ormanların kesilmesi bize o irtifada rüzgar nedeniyle orman varlığının tehlikeli olabileceğini söylüyor olabilir mi? Uzmanların tartışması için güzel bir başlık gibi görünüyor.

Devam edelim.

Orman mühendisi ve tarihçisi Ercan Kılıç da eleştirilerini e-posta olarak iletti. Ercan Bey sosyal medyada yazıda “çok sayıda yanlış bilgi olduğunu” belirtti önce. Nedense sosyal medyada bir şeyi böyle keskin yargılarla ifade etmek gibi bir alışkanlığımız var. Niçin böyle söylüyorum, eleştirisinde dikkat çektiği hususlar benim yazımı “çok........

© T24