menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Erman Toroğlu, Kürt-Alevi CB yardımcıları ve “devletin göreli özerkliği”

50 1
28.07.2025

Diğer

28 Temmuz 2025

Bundan uzun yıllar önce televizyonda bir programa takılıp kaldığımı hatırlıyorum.

Bir futbol programı.

Futbol konuşuluyor, Erman Toroğlu sunuyor/hazırlıyordu.

Programın özelliği maçları stüdyoya davet edilen taraftarların -Erman Hoca’yla birlikte tabii- yorumluyor olmasıydı.

Birkaç kişiye söz veren Erman Hoca bir anda format gereği öfkelendi ve hafif bir nara atarak şöyle dedi: “Eaaahhh, yeter. Kıllı adam yorumu duymaktan sıkıldım. Yok mu şöyle bir ablamız, bize bayan yorumu yapsın maçla ilgili?”

Sonra arka sıralardan bir hanımefendiyi seçti ve işaret ederek, “Buyur abla. Sen konuş. Biraz incelik, güzellik gelsin programa” diye de ekledi.

Ayağa kalkan hanımefendinin tuttuğu takımın renklerine sahip tişörtünün üzerinde, bugün bile unutamadığım ve bence birazdan anlatacağım konuya enfes bir örnek teşkil eden bir cümle yazıyordu: “Herkes kocasını bilecek!”

(Bu olayın hafızama bu kadar net kazınması ayrı ilginç ama tam olarak bu olayı ekşisözlük’te “Herkes kocasını bilecek” entry’sinin ilk başlığı olarak bulmam bambaşka bir şaşkınlık yarattı bende. Olayın üzerinden 23 yıl geçmiş ve programın adı “Karar Anı”ymış.)

Peki, ben bu hikâyeyi niye anlattım?

Erman Hoca o programda fark etmedi belki ama üzerinde böyle bir şey yazan biri bize futbolu “bir kadın olarak” anlatıyor olamaz.

Dolayısıyla biz o hanımefendinin görüşlerinden yola çıkarak “kadınlar da futbolu böyle yorumluyormuş” diyemeyiz.

Yani size doğuştan atanmış biyolojik bir özellik yahut sizin kendinizi bir toplumsal kategorinin içinde konumlandırmanız tek başına sizi o grubun temsilcisi yapmaz.

Bu yüzden bugün örneğin “Kürt siyaseti” dediğimizde, Kürt aileden doğmuş herkesin benimsediği/içselleştirdiği bir siyaset türünden bahsetmiyoruz.

Öyle ya… Kürt kökenli olup kendini Türk milliyetçisi olarak tanımlayanlar var.

Yani Devlet Bahçeli’nin ısrarla önerdiği üzere Cumhurbaşkanı yardımcısının Kürt ve Alevi olması Kürtlüğü ve Aleviliği iktidara ortak etmek anlamına gelmiyor.

Mevcut sistemde başkan yardımcılarının atanarak göreve gelmelerine ve günümüzde atanmışların memleket yönetiminde ne kadar söz hakkı olduğu meselesine girmiyorum bile.

Bir de “Bizim zaten Kürt cumhurbaşkanlarımız oldu” meselesi var.

Burada da aynı durum geçerli. Oldu da hangileri “a priori” Kürt olmanın ötesine geçip Kürtlükle “a posteriori” bir ilişki kurdu? Hangi cumhurbaşkanı Kürt toplumunun derdini, itirazını siyasal alanda sahiplendi?

Devletler kendi ideal vatandaş tanımının dışında kalanlara da iktidar hakkı tanır........

© T24