menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yapay zekâ sevgililer yalnızlığın sahte merhemi mi, bunun kutuplaşmayla ne ilgisi var?

14 1
20.08.2025

Diğer

Konuk Yazar

20 Ağustos 2025

Hiç sizi koşulsuz sevecek bir arkadaş, partner, aile, toplum hayal ettiniz mi? Şimdi buna sahip olabilirsiniz ancak sonu hayal ettiğiniz gibi bitmeyebilir.

Yapay zekâ bize hem yalnızlığımızı giderecek hem de koşulsuz sevgi fantezimizi gerçekleştirecek bir vaatte bulunuyor: dijital arkadaş ve sevgililer. Sohbet robotları ve dijital ilişkiler, "Seni her koşulda seviyorum," diyerek bize asla yargılanmayacağımız, daima destekleneceğimiz bir sığınak ilizyonu sunuyor. Peki bu gerçekten ihtiyacımız olan şey mi?

Facebook, Instagram, WhatsApp ve yapay zekâ aracı Llama’nın da sahibi olan META’nın CEO’su Mark Zuckerberg, geçtiğimiz aylarda verdiği röportajlarda Amerikalıların yalnız olduğundan bahsediyor. Zuckerberg’e göre ortalama bir Amerikalının sadece üç arkadaşı var ancak onun kelimeleriyle “talep” ise 15 arkadaş civarında [1]. Zuckerberg’in arkadaşları bağlamak amacıyla Facebook’u kurduğunu ve daha sonra birbirini tanımayan insanları da etkileşime geçiren Instagram’ı satın aldığını hatırlarsınız. Ancak, bu sosyal medya araçları hedefe ulaşmamış olacak ki Zuckerberg’in yeni hedefi bu ilişki açığını kapatmak için bize yapay arkadaşlar ve sevgililer satmak. Hatta insanlar o kadar yalnız ki, Zuckerberg buna başlamadan yapay zekâ araçlarıyla ilişkiler başladı bile.

Gallup Araştırma’nın 140 ülkede yaptığı araştırmaya beş kişiden biri kendisini çok yalnız hissediyor [2]. Türkiye’de ise toplumun yüzde 30’u kendisini dün çok yalnız hissettiğini belirtiyor [3].

2010 yılında gündeme gelmeye başlayan yalnızlık salgını, 2020 yılında COVİD-19 pandemisinin başlaması, sokağa çıkma ve sosyal yaşama getirilen kısıtlamalar, ekonomik daralmalar ve bunları çözmeye yetecek etkili politikaların olmaması nedeniyle tavan noktasına ulaşıyor. Sadece Avrupa’da, pandemi öncesi nüfusun yüzde 18,7’si yalnız hissettiğini söylerken pandemide bu oran yüzde 25 artıyor ve Avrupalıların neredeyse dörtte biri yalnızlık salgınına yakalandığını belirtiyor [4]. Bundan özellikle 15-29 yaş arası gençler etkileniyor ve 2022 baharına gelindiğinde bu gençlerin neredeyse yarısının zihin sağlığı ihtiyaçlarının karşılanamadığı ortaya çıkıyor.

Harvard’ın araştırmasına göre kendini yalnız hisseden yetişkinlerin yüzde 81’i ayı zamanda kaygı, depresyon gibi durumları yaşadığını ifade ediyor. Bu oran kendisini yalnız hissetmeyenlerde yüzde 29 [3]. Elbette her kaygı, depresyon ve yalnızlık hissi psikolojik müdahale gerektirmez, müdahale gerektiren bireysel sorunlarımız dışında daha hızlı ve hepimizi etkileyecek başka yöntemler var.

ABD üst düzey sağlık müdürü Vivek Murthy, yalnızlık ve zihin sağlığı krizinin varlığını kabul ettiğinde başka bir kavramdan daha bahsediyor: Kutuplaşma. Ona göre zihin sağlığı sorunları ve yalnızlık, siyasi kutuplaşmayla yakından ilişkili. Bu nedenle kutuplaşma hastalığına karşı mücadele için “sağlıklı topluluklar” inşa edilmeli ve sosyal yapılar ulusal bir öncelik hâline gelmeli diye tavsiyede bulunuyor [5].

Bu haliyle, Zuckerberg’in yapay zekâ geleceği anlatısında bu bağlantının yer almaması manidar. Araştırmalar Facebook’tan uzaklaşmanın siyasi kutuplaşmayı azalttığını ve bireysel iyilik hâlini artırdığını gösteriyor. Büyük ölçekli başka bir araştırma, Facebook’u kapatan kişilerin daha az kutuplaştığını ve yaşam doyumlarının yükseldiğini ortaya koyuyor.

Duygusal kutuplaşma, psikoloji kökenli ama bugün siyaset biliminde de sık kullanılan bir kavram: kişinin kendi siyasi grubuna yoğun olumlu duygular, karşıt partilerin destekçilerine ise yoğun olumsuz duygular beslemesi. Ancak etkileri siyaseti aşarak gündelik hayatımıza da doğrudan yansıyor. Dünya Ekonomik Forumu, kutuplaşmayı iklim krizinin dahil olduğu bir listeyle önümüzdeki 10 yılın en........

© T24