menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Psikoloğunuzun başına gelenler: Meslek yasası olmayan mesleğe yönetmelik dayatması

17 10
11.05.2025

Diğer

T24 Haftalık Yazarı

11 Mayıs 2025

Bu ülkenin yükünü, derdini yüklenen, bitmek bilmeyen bireysel ve toplumsal travmalarına vatandaş olmanın yanı sıra ruh sağlığı uzmanı olarak yetişmeye çalışan bizler.

Cumartesi psikologlar günümüzdü, kutlu olsun, ama…

Zor, pahalı ve bitmek bilmeyen mesleki eğitimleri tamamlamaya ve mesleğin hakkını vermeye ömrünü adamış, depreme, yangına, toplumsal olaylara acilen gönüllü koşturan binlerce psikolog, psikolojik danışman, sosyal hizmet uzmanı, çocuk gelişimi uzmanı, aile terapisti, kısaca psikoterapi yapan tüm ruh sağlığı meslekleri uygulayıcıları, 29 Mart'ta Sağlık Bakanlığı tarafından çıkarılan ve Resmi Gazete'de yayımlanan yönetmeliğe uygun ama anlamsız gereklilikleri yerine getiremezse 1 Temmuz'da işsiz kalacak!

Sağlık Bakanlığı Mart 2025’te ilk defa klinik psikologlara serbest çalışma ruhsatı vermek için bir yönetmelik yayınladı. Kulağa olumlu bir gelişme gibi gelse de bizlerden bu ekonomik kriz ve yoksulluk dönemi içinde “ultra lüks” bir fiziksel hizmet alanını, mesleğin yapılış teyamülüne ve bilimselliğe uygun olmayan maddelere uygun biçimde 3 aylık süre içinde hizmete sokmamızı bekliyor. Bu olamayacağı için vatandaş sadece psikiyatristlere yönlendirilecek! O da “hastayı” 5 dakikadan fazla görmeye sabrı, zamanı ve isteği olan ve psikoterapi eğitimi almış sayılı psikiyatriste.

Yıllar önce yine T24’de yayımlanan bir yazımda detaylıca anlatmıştım. Hekim dışındaki ruh sağlığı çalışanlarının meslek yasası yok ve çıkarılmasına engel olan lobiler var diye. 1928’den beri tek ve demode bir yasaya emanet toplumun ruh sağlığı. Lisansa başladığım yıl 1996, neredeyse 30 yılına ben şahidim, bizden önceki jenerasyon da aynısını anlatıyor. Yasa yok, psikologlara hak yok, danışanlara/hastalara imkan yok, ücretsiz hizmet düzenlemeleri yok, talep var, arz var, ihtiyaç var, sahtekarlar var, şimdi de kurumlarımızın kapatılma riski var, bize dayatılan, bilimden uzak bir tuhaf yönetmelikler var.

Lobi dediğim sağlık bakanlığına bağlı ve buraya baskı yapan bazı eski moda psikiyatristler. Bu “hekimden başka hiç kimse terapi yapamaz” hikayesi danışan/hasta potansiyeli az olduğu yıllarda psikiyatristlerin hastaları psikologlarla paylaşmak istemedikleri gerçeğiyle bir lafügüzaf mahiyetinde senelerce kullanıldı. Dünyanın bu alanda gelişmiş ülkelerinde tahmin edeceğiniz gibi böyle bir tutum yok. Psikiyatristin yapacağı belli, psikoloğun, danışmanın, sosyal hizmet uzmanının, aile terapistlerinin, çocuk gelişimi uzmanlarının, psikiyatri hemşirelerinin ne yapabileceği, ve bunun için hangi eğitimleri almış olması gerekliliği belli. Bu bir ast-üst ilişkisi veya asimetrik ilişki olarak ele alınmıyor, birlikte bir bütünü tamamlayan parçalar olarak ele alınıyor. Daha ziyade meslekler üstü bir tutum var. Örneğin bir sosyal hizmet uzmanı psikanalist olmak istiyorsa, bir psikolog psikoterapist olmak istiyorsa yolu belli, sertifikasyon veya eğitim sistemi net ve açık. Ama ülkemizde ruh sağlığı yasası 1928’de yayınlanan Tababet ve Şuabatı sanatlarının tarzı icrasına dair kanun. Bu tarihi karara göre (ki dikkatinizi çekerim Cumhuriyet’in ilanından sadece 5 sene sonra hatta Freud henüz hayattayken yayınlanmış, o yıllardan bu günlere neler neler oldu psikoterapi alanında biz biliyoruz, siz de hayal edebilirsiniz): ‘terapiyi sadece psikiyatristler yapar’; 2011 ek kanunla: ‘klinik psikologlar diye bir şey vardır, onlar da terapiyi hekimin denetiminde yapar’; e diğer psikologlar ne yapar? Yani yasa gerçek zamanlı değil bir, YÖK’ün üniversiteleri ile uyumlu değil iki, belli meslekleri dışarıda bırakıyor üç. Yahu sene de 2025. (Avrupa bizi kıskanırken...)

Sağlık Bakanlığı’nın ve o bölgenin psikiyatri lobisi bizimle uğraşadursun, bu kaosta, bırakın psikologları, klinik psikologları, ortalık sahte psikologlar, sahte........

© T24