menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hakan Tosun yoğun bakıma alınsaydı…

157 15
15.10.2025

Diğer

15 Ekim 2025

Hakan Tosun

Benim babam, burun kanaması şikayetiyle annemin eşliğinde ve ambulansla gittiği devlet hastanesinin acil servis alanında, bilinen anlamda yatak sayılmayacak sedye benzeri bir yerde, 12 saate yakın süre tutulduktan sonra vefat etti.

Vefat ettiği anda yanında değildik. Saatler süren bir yolculuğun ardından ulaştıktan sonra, yaşadığımız üzüntünün ağırlığı altında otopsi talebinde bulunmayı akıl edemedik doğrusu. (Etsek yaptırır mıydık, bundan da çok emin değilim.) Ama hekim olan kardeşim, büyük olasılıkla babamın, ihmal edildiği o uzun saatler boyunca genzinden ağır ağır sızan kanın, solunum yolunu tıkaması sonucu vefat ettiği tahminini paylaşmıştı.

Babam acil servis alanında bir değil, iki değil, üç değil, dört değil, 12 saate yakın yani geceden sabaha kadar sırtüstü tutulmak yerine, yataklı bir servise alınsa veya yaslanacak şekilde doğrultulsa veya o gece icapçı olan Kulak Burun Boğaz uzmanı hastaneye gelse, bu biçimde vefat etmeyeceğinden biz eminiz. Ama sadece biz, yani ailesi olarak biz bundan emin olduğumuzla kaldık.

Ne idari soruşturmayı başlatan makamlar, ne Adli Tıp Kurumu ne de Denizli Tabip Odası ne de yargı.

Hiçbiri upuzun inceleme, tetkik, ifadeler, gidip gelen resmi yazılar, kararlar ve soruşturma sonucunda bu aktardığım manzarada herhangi bir sorun görmedi. Dahası icapçı olduğu halde gece hastaneye gelmeyen o uzman doktor, vefatının ertesi günü “babanız debilmiş” ifadesini kullanabildi. (Debil güçsüz demekmiş.) Güçsüzlük, gösterilen muamelenin meşruiyetiymiş gibi.

Zaten epikriz raporlarını da çok zorlandığımız bir sözlü mücadele sonrası alabilmiştik.

* *........

© T24