Ökkeş Şendiller Maraş Katliamı'ndan 45 yıl sonraki yüzleşmede neler söyledi; avukat Seyit Sönmez anlatıyor
Diğer
08 Ekim 2025
Sağdaki Ökkeş Kenger (Fotoğraf: Murat Aydoğan)
Seyit Sönmez, Maraşlı bir avukat olarak Maraş katliamında hayatına kaybedenlerin kayıp mezarlarını tespit etmek, dava dosyasının devlet sırrı gerekçesiyle verilmemesini aşmak için yıllardır mücadele eden bir isim. Bir gün bir mesaj gelir kendisine, Aralık 2020’de. Gönderen kişi 30 yıldır görmediği bir okul arkadaşıdır. Katliamın Sünnilik/Alevilik fayında ‘adaletin’ yanında duran içerikte bir mesaj atar Seyit Sönmez’e o arkadaşı. Mesaj şöyledir:
“Maraş katliamında kıyılan canların hüznünü ölene kadar yaşayacağım, bunu yapmak dindarlıksa değilim, bunu yapmak Sünnilik ise ben Sünni değilim. Ortak paydamız can taşımak. Gerisi teferruat. İster planlayıcısı isterse de maşası olsun içinde yaşadığım anlayışın taraftarları suçludur bu katliamda. Gördüğüm budur. Görmediğim karanlık tarafı ise sanırım bu dünyada tam olarak öğrenemeyeceğiz. Bunun hesabını da Allah soracaktır. Bundan şüphem yok. Maraşlı olduğum ve kendini Sünni kabul eden bir çevrede büyüdüğüm için Alevilere karşı ömrümün sonuna kadar kendimi mahcup hissedeceğim. Başınız sağ olsun.”
Alevi bir aileden gelen, Maraş katliamının hiç konuşulmadığı bir ailede büyüyen Seyit Sönmez, üniversite yıllarında öğrenir gerçekte neler yaşandığını.
Ve yıllarını yaraların kapanması için ‘yüzleşme’ meselesine verir. Bu nedenle 30 yıl sonra gelen bu mesaj onun tarafından “Maraş’ta tahmin etmediğimiz bir vicdan muhasebesi yapan insanlar da vardı ve bizler acıların, yaşananların anlatısının peşine düşerken işin bu kısmını düşünmemiştik” olarak yorumlanır.
Bu mesaj meseleye farklı bir açıdan bakması gerektiğini anlamasına da neden olur, ve Maraş'ta yaşayan, katliam geçmişi ya da katliama dair bilgisi olma ihtimali olan insanlarla görüşmeye başlar. Ve bu süreçte çok önemli bir isimle yüz yüze görüşme yapar. İşte o kişi, Maraş katliamı davasının bir numaralı sanığı olan Ökkeş Kenger’dir. Yani davadan beraat ettikten sonra soyadını Şendiller olarak değiştiren Ökkeş Kenger’le... Kenger, (Şendiller) 1 Ekim’de Ankara’da tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Geride sırlarını bırakarak. Maraş katliamında yakınlarını, komşularını kaybeden avukat Seyit Sönmez’e konuşmanın tam sırasıydı. Zira tarihi bir görüşmenin tanığıydı. Kenger’le ölmeden önce neler konuşmuştu? Hakiki bir ‘yüzleşme’ olmuş muydu? Neler hissetmişti? İşte Seyit Sönmez’in o tarihi buluşmaya ilişkin tanıklığı...
- Bilmeyenler için soruyorum. Ökkeş Kenger dava dosyasında nasıl geçiyor?
Ökkeş Kenger bir ihtimalden ziyade katliamla doğrudan ilişkili olan birisiydi. Hem de katliam kronolojisinde en önemli olaylardan biri olan Çiçek Sineması’nın bombalanması eyleminde bombayı koyan kişi olduğu iddia ediliyordu. (Bu suçlardan beraat etse de Aleviler ve kamuoyunda böyle kabul ediliyordu.) Sadece Aleviler tarafından böyle değil Maraş’taki bazı Sünni vatandaşlar tarafından da böyle biliniyordu. Sonrasında soyadını değiştirip BBP’den milletvekili olarak Maraş’ı temsil etmesi, her mecrada bu konuya dahil olması, siyasi ve sosyal yaşamını bunun üzerinden inşa etmesi nedeniyle de bu işlerde en önemli kötü figür idi.
- Kenger’le nasıl görüştünüz, siz mi talep ettiniz?
Talep benden gitti. Kenger’in sesini duyunca ne yapacağımı bilemeyeceğim için önce mesaj yazdım. “Katliam-Olay" kelimesinin taraftarlık belli ettiğini düşündüğümden bu iki kelimeyi de kullanmadım bu ilk temasta.
- Sonra döndü mü size?
Bir gün sonra telefon etti. Telefonda “katliam” dedim sürekli, bir tepki vermedi. Taraf olduğumu, yani kendisiyle tarafsız biri gibi görüşmeyeceğimi, bunu kabul edecekse benimle görüşme yapması gerektiğini söyledim. Bu nedenle kendisiyle görüşmek istediğimi söyledim. 15 dakika konuştuk, dinleyici olduğum sıralarda tüm bu yazdıklarımı daha somut bir şekilde hissediyor, karşımda bu meselede uzman birisi olduğunu sonuna kadar anlıyordum.
- Sonuçta onu bilen, açıklamalarını bilen bir kişi olarak bu görüşmenin sizin çabalarınızı gölgelemesinden korkmadınız mı?
Onunla konuşmanın onu muhatap almanın ne kadar riskli ve önemli olduğunun farkındaydım. Katliamlar üzerine, failler üzerine epey bir okuma yaptım, izledim, dinledim, faili meşrulaştırma riskinin son derece farkındaydım. Bu durumun farkında olarak tespitlerine değer verdiğim, bazı aydın, yazar ve gazeteci ile görüştüm, bazıları pişmanlık belirtisi olmayan failler (ki Kenger öyleydi) ile görüşmenin ona çanak tutma ihtimalinin olduğu şeklinde görüş belitti.
Doğruydu bu... Kenger, bir pişmanlık belirtisi göstermediği gibi yaşamını bu mesele üzerinden sürdürüyor ve her konuşmasında, yazılarında katliamın varlığını inkâr ve manipüle ediyordu. Kenger’in katliamdaki rolü üzerine davada mağdurları temsil eden avukat Nusret Senem kendisiyle yaptığım görüşmede, Kenger’in büyük bir organizatör olduğunu, duruşmaları neredeyse tek başına yönettiğini, cezaevi sürecinde de çok etkin olduğunu bu........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Mark Travers Ph.d
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon