Eski İBB Medya A.Ş. Genel Müdürü Elif Atayman: Evini, arabasını taksitle almış biriyim, suçlamayı hâlâ öğrenemedim; 7,5 saat kelepçeli sevk, 5 gün yerde yatırma, insan onurunu ayaklar altına almanın utancını ben mi taşımalıyım!
Diğer
28 Ağustos 2025
Eski İBB Medya A.Ş. Genel Müdürü Elif Atayman
Siyasal sonuçları hesaplanmış bir dosyanın tutuklusu eski İBB Medya A.Ş. Müdürü İpek Elif Atayman 5,5 aydır cezaevinde.
Türkiye siyasi tarihinde bir kırılma takvimi olan 19 Mart gözaltı furyasında tutuklandıktan sonra Atayman’ın ilk adresi Silivri oldu. Orada 72 gün tek başına, 5 gün de koğuşta tutulduktan sonra ailesine ve avukatlarına haber verilmeden 7,5 saat elleri kelepçeli bir şekilde Afyon’daki cezaevine sevk edildi.
Bir insanın ailesinden uzakta bir cezaevinde tutulması zor. Zor olduğunu Selahattin Demirtaş’ı Edirne’de ziyaret etmek için Diyarbakır’dan yol çıkan ailesinin kaza geçirmesinden biliyoruz. Zira her sevk biraz sürgün hem tutuklu olan hem de yakınları için.
İBB’ye yönelik ‘yolsuzluk’ soruşturmasının üzerinden neredeyse 5,5 ay geçti. Dalga boyu uzun olan soruşturmaların itiraflarla güçlendirilmek istediği açık. Eski AKP milletvekili Şamil Tayyar iddianamenin eylül ayında hazır olacağını yazdı.
CHP’li belediyelere yönelik operasyonlara ilişkin MHP ve AKP arasında yönteme dair farklılaşma olsa da, özellikle MHP Genel Başkan Yardımcısı, hukukçu Feti Yıldız’ın “Bütün yargılama önlemleri gibi, tutuklama da geçici niteliktedir. Maalesef bizde peşin ceza gibi uygulanıyor” sözleri yöntemdeki farklılığı dışa vuran bir açıklamaydı. Türkiye’de ‘peşin ceza’ gibi uygulanan tutuklamaların telafisi yok.
Elif Atayman’ın sorularıma verdiği yanıtlardan da ‘peşinen ceza’nın nasıl bir hayat olduğunu göreceksiniz. Atayman tam olarak neyle suçlandığını bilmiyor. Evet bir suçlama var ama ‘delil yok’ diyor.
İşte Atayman’ın avukatı aracılığı ile sorularıma verdiği cevaplar…
- Gözaltına alındığınızda ya da tutuklama kararı çıktığında ne hissettiniz? Bunu bekliyor muydunuz?
Sabah 06.00 gibi polisler geldi, önce evi aradılar. Sonra emniyete giderken, oğluma ‘Akşama görüşürüz’ dedim. Aklımın ucundan bile geçmezdi tutuklanacağım. Adliyede ben de avukatlar da tahliyemi bekliyorduk. Çünkü ne somut bir suçlamaya ne de ilişkili somut bir soruya muhatap oldum. Zaten suç yok ortada. Tutuklanmam hukuki açıdan en uzak ihtimal bile değildi ama 5, 5 aydır içerdeyim.
İlk tutuklama dalgasında, adliye koridorlarında yürürken videosu yayınlanan ilk kişi ve tek kadın tutukluyum. Büyük bir itibar suikastının ilk kurbanıyım. Elbette şaşkınlık ve üzüntü yaşadım ama o videonun tekrar tekrar yayımlanmasıyla, beni aşan büyük bir algı operasyonunun kadın figürü haline getirildiğimi fark ettim. Daha iddianame bile ortada yokken, “suç örgütü” denilen sözde bir yapının, kadınlı erkekli ne kadar organize bir oluşum olduğunu iddia edebilmek için ideal figür görevi görüyordum o video ile. Yaşadıklarım, insanı sadece ruhen ve fiziken değil, toplumsal ve mesleki olarak da değersizleştiren, kamuoyu nezdinde itibarsızlaştırmanın zeminini hazırlayan bir süreç.
Böyle bir şeyi kim bekler… Bunca yıl kamu hizmeti vermiş, tüm işlemleri defalarca kamu denetiminden geçmiş, sabit ikametgâhı olan, sabıka kaydı bulunmayan, son derece mütevazı bir yaşam süren, evinin ve arabasını taksitle almış bir insanım. Buna rağmen “kaçma”, “delilleri karartma” ve “örgüt üyeliği” gibi iddialarla, tek bir somut delile dayalı soru sorulmadan tutuklandım. Hangi delili karartacağım. MASAK kayıtlarında yasa dışı hiçbir işlemim yok, maddi bir varlığım da yok. HTS kayıtlarında ilişkilendirilebileceğim bir bulgu da yok, sorulmadı da. Tüm bunlara rağmen tutuklandım.
Dolayısıyla bu tutukluluğun bir tedbir değil, doğrudan bir cezalandırma olduğunu ilk andan itibaren hissettim, hâlâ da öyle düşünüyorum.
- Geçmişe dönük keşke şunu şöyle yapsaydım dediğiniz oldu mu?
Bu süreçle ilgili “keşke” dediğim kesinlikle tek bir unsur yok. Suçsuz olduğumu biliyorum ve beraat edeceğim. Dolayısıyla, geriye dönük bir pişmanlık değil, bugüne dair çok güçlü bir haklılık hissi ve bu inançla güzel bir gelecek için mücadele duygusu taşıyorum; o günlere ulaşacağımıza da inanıyorum.
- İstanbul’dan uzak bir cezaevine gönderildiğinizde ne hissettiniz?
Aileme ve avukatlarıma haber verilmeden Silivri’den Afyonkarahisar’a 7,5 saatlik bir........
© T24
