Şark cephesinde yeni bir şey yok
Diğer
18 Ekim 2025
Belarus Cumhuriyeti, Türkiye’nin dörtte biri büyüklüğünde. Polonya ile Rusya arasında yer alıyor, Kuzeyinde Litvanya, güneyinde de Ukrayna var. Toprakları 10.-13. yüzyıllar arasında Rus Kiev Prensliği egemenliği altında kalmış; 14.-18. yüzyıllar arasında Lehistan-Litvanya Birliği hâkimiyetine girmiş; 1795-1918 arasında Rus İmparatorluğu’nun bir parçası olmuş; 1918-1921 arasında Beyaz Rusya Halk Cumhuriyeti ilan edilmiş; 1921-1991 arasında Sovyetler Birliği’nin Beyaz Rusya Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti olarak varlığını sürdürmüş; 25 Ağustos 1991’de de ilk kez bağımsızlığına (işin doğrusu Rusya Federasyonu himayesi altındaki yarı bağımsızlığına) kavuşarak Belarus Cumhuriyeti olmuş. Yani karşımızda “bağımsız” ömrü 34 seneden ibaret, bir demokrasinin ilk adımı olması icab eden serbest seçimler ve siyasi partiler geleneği hemen hiç bulunmayan bir ülke var. Ve bu ülke 1994’ten bu yana (yani 34 senelik bağımsız varlığının 31 senesi boyunca) Aleksandr Lukaşenko’nun tek adam rejimi altında.
Belarus’taki yargı sistemi genel olarak Adalet Bakanlığı ve Başsavcılık gözetiminde işliyor. Hâkimlerin büyük çoğunluğu cumhurbaşkanı tarafından atanıyor, görev süreleri de onun kararıyla bitirilebiliyor. Siyasi davalarda mahkemelerin neredeyse daima iktidar lehine karar vermesi, muhaliflere yönelik tutuklama ve yargılamaların rutin hale gelmesi bunun en somut göstergeleri arasında.
Belarus’ta siyasal iktidar ile ekonomik güç, bir mafyavari ilişkiler ağıyla iç içe geçmiş durumda. Devletin ekonomik kaynakları, rejime sadık iş insanları ve oligarklar aracılığıyla kontrol ediliyor. Bu durum, rejim ile ekonomi arasındaki sınırların neredeyse tamamen ortadan kalkmasına yol açıyor.
Bu ağın en bilinen isimlerinden biri Yuri Çij. Devlet ihalelerinin en büyük kazananlarından olan Çij, sıkça “Lukaşenko’nun cüzdanı” olarak anılıyor. Aliaksandr Şakutsin, Kremlin’e yakınlığıyla öne çıkan bir diğer oligark. Medya ve ekonomi alanlarında devlete yakın bağları var. Silah ticareti ve telekomünikasyon sektörlerinde etkin olan Vladimir Peftiev ise rejimin finansörü olarak biliniyor. Offshore şirketler üzerinden maden anlaşmalarından büyük servet elde eden Viktor Şeiman, Lukaşenko’nun en eski müttefiklerinden. Mikalai Varabei de, petrol sektöründeki yasa dışı transit ilişkileriyle milyarlarca dolar kazanan bir iş insanı. Bu isimler, Belarus’ta devlet ile mafyavari çıkar ağları arasındaki ortakyaşam ilişkisini gözler önüne seriyor. Siyasi otorite, ekonomik ayrıcalıkları sadık oligarklara dağıtarak rejimini güçlendirirken; oligarklar da elde ettikleri servet ve kaynaklarla bu yapının devamına hizmet ediyor.
Belarus’ta medya, tamamen devletin propaganda aygıtına dönüşmüş durumda. Devlet kontrolü yalnızca geleneksel medyayla sınırlı değil; sosyal medya ve bağımsız platformlar da sürekli gözetim altında. Halen kırk beşe yakın gazeteci ve sosyal medya habercesi (blogger) hapiste tutuluyor. Mesela Telegram uygulaması üzerinden çalışan popüler Nexta kanalının kurucusu Roman Protaseviç, 2021’de uçağı Minsk’e zorla indirilerek tutuklandı.
Belarus’ta 2020 seçimlerine doğru kamuoyunun dikkati üç muhalif şahsiyet üzerinde yoğunlaşmıştı: YouTube’daki “Ülke İçin Başkan” kanalıyla popülerleşen blogger Sergey Tihanovski, Belgazprombank’ın uzun süreli yöneticisi olarak öne çıkan Viktor Babarıka ve ülkenin bilişim sektörünü modernleştiren Valery Tsepkalo. Bu üç isim farklı toplumsal kesimlere hitap etse de ortak özellikleri, Lukaşenko’nun yirmi altı yıllık iktidarına karşı gerçek bir alternatif sunmalarıydı. Kısa sürede topladıkları imzalar, mitinglerindeki kalabalıklar ve sosyal medyadaki görünürlükleri, halkın değişim arzusunun güçlü işaretlerine dönüşmüştü.
Valery Tsepkalo Sovyet sonrası Belarus’un en tanınmış teknokratlarından biriydi. Diplomasi kariyerinde öne çıkmış, bir dönem ülkesini Amerika Birleşik Devletleri’nde büyükelçi olarak temsil etmişti. Asıl ününü ise 2005’te Minsk’te kurulan ve Belarus’un bilişim sektörünü küresel ölçekte rekabete hazırlamayı hedefleyen Yüksek Teknoloji Parkı’nın kurucusu ve uzun süreli yöneticisi olmakla kazanmıştı.
2020 seçimlerine gelindiğinde Tsepkalo, yılların deneyimi ve teknokrat kimliğiyle Lukaşenko’ya karşı adaylığını açıkladı. Belarus yasalarına göre aday olabilmek için en az 100 bin imza toplanması gerekiyordu, ekibi bu sayıyı fazlasıyla aştıklarını duyurdu. Ancak Merkez Seçim Komisyonu, 160 binin üzerinde imza teslim........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Tarik Cyril Amar