menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Küresel asgari kurumlar vergisi (III): Türkiye'ye olası etkileri

14 0
23.03.2024

Diğer

23 Mart 2024

Uluslararası vergi alanında son zamanların en önemli düzenlemelerinden olan küresel asgari kurumlar vergisi ile ilgili yazı dizisinin üçüncüsü ve sonuncusunda, bu uygulamanın Türkiye'ye olası etkilerini değerlendireceğim.

OECD/G20 BEPS Kapsayıcı Çerçevesindeki iki sütunlu yaklaşımda yer alan İkinci Sütunun küresel asgari kurumlar vergisinin ilkelerini belirlediğini önceki yazılarımda belirtmiştim. Amaç, kârların ekonomik faaliyetlerin gerçekleştirildiği, üretimin yapıldığı yerde vergilendirilmesini sağlamak. Buna göre çok uluslu şirketlerin faaliyet gösterdikleri ülkelerdeki kurumlar vergisi oranıyla küresel asgari kurumlar vergisi oranı (yüzde 15) arasındaki fark kadar ek vergiyi, Gelire Dahil Etme Kuralına istinaden nihai olarak ekonomik faaliyetlerin gerçekleştirildiği, üretimin yapıldığı ülkede ödemeleri gerekiyor. Uygulamanın 1 Ocak 2024 ve sonrası vergilendirme dönemleri kapsayacak şekilde başlaması bekleniyor.

Anlaşıldığı üzere küresel asgari kurumlar vergisi çok uluslu şirketler için yurt dışı kârlara uygulanacak bir vergi. Böylece asgari yüzde 15'lik kurumlar vergisi oranından daha düşük vergi uygulayan ülkelerde çok uluslu şirketler için bir ek vergi uygulaması olacak ve kârları vergi cennetlerine kaydırma avantajı ortadan kalkabilecek.

Örneğin çok uluslu bir şirket kazancını sağladığı ülkede yüzde 10'luk kurumlar vergisine tabiyse, ana ülkede yüzde 15'e ulaşmak için 5 puan ek vergi uygulanacak. Ek vergi sayesinde vergi gelirlerinde artış ortaya çıkacak.

Türkiye'de üretim yapan, faaliyet gösteren çok uluslu şirketlerin vergi mükellefiyeti nasıl olacak?

Türkiye'de kurumlar vergisinde iki ayrı mükellefiyet şekli var. Kurumların kanuni merkezi ya da iş merkezinden biri ya da ikisi Türkiye'de ise tam mükellef, ikisi de Türkiye'de değil ise dar mükellef kurumdur. Dolayısıyla bir kurumun tam mükellefiyete tabi olması için kanuni ve iş merkezlerinden birinin Türkiye'de olması yeterlidir. Tam mükellef kurumlar gerek Türkiye içinde gerekse Türkiye dışında elde ettikleri kazançların tamamı üzerinden vergilendirilirler. Türkiye'de büro-acente bazında hizmet veren dar mükellefler, sadece Türkiye'de elde ettikleri kazançları üzerinden vergilendirilirler.

Çok uluslu şirketler birden fazla ülkede yönetimini ve merkezlerini dağıtarak faaliyet gösteriyor. O nedenle asgari kurumlar vergisinin mükellefi olacak çok uluslu şirketler bu iki mükellefiyetten birine girecek. Kanuni merkezi ya da iş merkezi Türkiye'de olmadığı için vergilendirilemeyen çok uluslu bir şirketin Türkiye'deki faaliyetinden elde ettiği kâr vergilendirilip vergi gelirlerini arttırabilir.

Türkiye'de kurumlar vergisi oranı kurum kazancı üzerinden 2004 yılında yüzde 33 iken 2006 yılı sonrasında vergi rekabeti ve ekonomik büyüme gerekçeleriyle yüzde 20'ye kadar indirildi. 2018-2020 yılları arasında yüzde 22 oldu. 2024 yılı için yüzde 25 oranında uygulanacak. Ayrıca elektronik ödeme ve para kuruluşları, yetkili döviz müesseseleri, varlık yönetim şirketleri, sermaye piyasası kurumları ile sigorta ve reasürans şirketleri ve emeklilik şirketleri için oran yüzde 30 olacak.

Uygulanan bu oranlar sonucunda kurumlar vergisi gelirinin genel bütçe vergi gelirleri içindeki payı 2006'da oran indirimi sonucu önceki yıllardaki yüzde 10-11'lik seviyelerinden yüzde 8,4'e kadar geriledi. 2008-2015 arasında ortalama yüzde 10........

© T24


Get it on Google Play