menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Ekonomiden seçime, seçimden ekonomiye savrulmalar (II)

9 0
04.04.2024

Diğer

04 Nisan 2024

Dünkü yazımda yerel seçim sonrasında enflasyon ve enflasyonla mücadele açısından para ve maliye politikalarında nelerin değişebileceğini ve olası çözüm arayışları için neler yapılabileceğini değerlendirdim.

Bugün kaldığım yerden devam ediyorum; bu kez değerlendirmelerim cari açık, döviz kuru ve yabancı sermaye üzerine.

Enflasyonla mücadelede ne kadar kararlı olunursa, kur atağının yaşanmaması çabası o kadar önemli hale geliyor. Ancak tek sorun enflasyon değil, cari açık ve döviz ihtiyacı da devam ediyor. Döviz ihtiyacı, kurun baskılandığı dönem uzadıkça rezerv kullanılarak karşılanıyor.

Türkiye'nin kronik bir dış ticaret açığı sorunu hep vardı. İhracat artış oranı, ithalat artış oranının gerisinde kalıyor. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2023 yılı ocak-aralık döneminde yüzde 68,5 olarak gerçekleşti. Bu oran, bir önceki yıldan daha da düşük.

Sıkı para politikasıyla TL'deki değer kaybı enflasyon oranının altında kalmaya başladı. Değerli TL içeride enflasyonu kontrol altında tutma olanağı sağlıyor ama ihracatçı açısından dezavantaj olarak görülüyor. TL'nin değer kaybı ihracat ve turizm sektörlerini rekabetçi hale getirip hem sektörde kârlılık hem de vergi gelirlerinde artış yaratır ama enflasyon da kaçınılmaz olur.

Ancak ihracat artışı sadece kura bağlı değil. Türkiye'nin ihracatının çok önemli bir kısmını gerçekleştirdiği Avrupa'nın ekonomik görünümündeki bozulma, yakın çevremizde devam eden jeo-politik faktörler de etkili.

Cari açığın önemli belirleyicileri, enerji ve altın ithalatı olsa da, kış dönemi geride kalırken enerji ithalatı düşecek. Ayrıca altın ithalatında kısıtlamalar devam ediyor. O nedenle enerji ve altın ithalatı yerel seçim öncesinde gerilemeye başlamıştı.

İç talep düşüşünü, bu açıkları küçülten faktör olarak görebiliriz, ancak büyümenin itici gücü söz konusu talep ve büyümeden taviz verileceğine ilişkin bir belirti yok. Öte yandan cari açığın çok önemli bir kısmını seçimler öncesinde net hata noksan finanse ediyordu. O nedenle finansman tarafını gözden kaçırmamak gerek. Yine de dış ticaret dengesi, güçlü rezerv ve tasarruf sağlanamadığı sürece kalıcı cari dengeye ulaşmak mümkün görünmüyor.

Rekabetçi kur üzerinden ihracatın teşvik edilmesi ve büyümenin bu yolla sağlanmasına ilişkin Türkiye ekonomi modeli........

© T24


Get it on Google Play