menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

25 yıl sonra yine aynı soru: Nerede bu devlet?

49 3
22.07.2024

Diğer

22 Temmuz 2024

Çoğumuz gibi ben de bazen Türkiye’deki yaşamın “gerçek ötesi” tanımının kendisi olduğunu söylüyorum. Son bir hafta içinde bir hukuk devletinde gerçekleşmesinin mümkün olmadığını düşündüğüm iki olay yaşadık.

İzmir’de yağmur esnasında sokakta açıkta olan kablolardan elektrik kaçağı nedeniyle suya basan iki kişi öldü. Ortaya çıktı ki problem beş yıldır biliniyormuş, medyada haberleri yapılmış, sayısız şikâyet kayda geçmiş. Can kayıplarının acısını daha da artıransa, iki gün sonrasında olayın haberlerin dışına düşmesi oldu. Yaşadığımız tüm örneklerde tanık olduğumuz gibi, yine ne kamu otoritesini temsil eden ulusal ya da yerel yönetim kurumları ne de elektrik dağıtım ağının sahibi şirket sorumluluk aldı. Benzerlerini Soma maden göçüğünde, Çorlu tren kazasında görmüştük.

Geçen haftanın ikinci irkiltici haberi sahte üniversitenin, pardon iki sahte üniversitenin varlığının medyaya düşmesiydi. Medyadaki haberlere göre Yeni Pazar Üniversitesi ve Dublin Üniversitesi adlarıyla gerçekte olmayan iki sahte üniversite para ve kayıtla öğrenci alıyor, diploma veriyorlarmış. Haberler üzerine YÖK açıklama yapmış, “Yurtdışında üniversite okumak isteyen adaylar, mezun olduktan sonra herhangi bir mağduriyet yaşamamaları ve insanların üniversite hayallerini suistimal eden, onları dolandıran kişi ve kurumların ağına düşmemeleri için Yükseköğretim Kurulu Tanıma ve Denklik Hizmetleri Daire Başkanlığı’nın https://denklik.yok.gov.tr internet sayfasındaki bilgilendirmeler ile tanınan üniversiteleri kontrol etmeleri ve ona göre yurtdışı yükseköğretim kurumlarına kayıt olmaları önem arz etmektedir. Kurulumuz, yurtdışında öğrenim görmek isteyen vatandaşlarımızı bilgilendirmek amacıyla tanınan yükseköğretim kurumları listesini erişime açmış olup e-devlet sorgulamalarında veya doğrudan kurulumuza başvurularda bu konuda bilgi alınabilmektedir” demiş… Yani vatandaş listelerden bu üniversitelerin varlığını kontrol etseymiş, paralarını kaptırmasaymış. Tıpkı tosuncuklara, kara para aklayan fenomenlere, sahte kripto para vurguncuları için vatandaşa “Kanmasaydınız” demek gibi.

O zaman sorulacak soru şu: “Devlet ne için var?”

Devlet, hukuk, siyasi iktidar hayatı biçimlendirir, düzenler ve denetler. Bu nedenle de olanı seyretmeyle yetinmez. Olması gerekeni düzenlemek, denetlemek sade vatandaşların işi değil devlet ve iktidar aygıtlarının, mekanizmalarının işi. Yukarıdaki iki olaya ek yüzlerce başka örnek verebiliriz.

28 Şubat darbesi, Marmara depremi, 2000 ve 2001 ekonomik krizlerinin yarattığı büyük toplumsal travmanın spontane gelişen sloganıydı: “Nerede bu devlet?”

Şu iki olay bile gösteriyor ki 25 yıl sonra tekrar geldiğimiz nokta yine ne yazık ki bu: “Nerede bu devlet?”

Bu 25 yılda dünya da Türkiye de çağ değişimi yaşadı. Teknolojik sıçramanın boyutları ve etkileri, yerkürenin ritim değişikliğinin ürettiği riskler ve fırsatlar, toplumsal değişim 25 yıl önce hayal edemeyeceğimiz seviyelere ulaştı. Türkiye ekonomik, teknolojik ve sosyolojik olarak değişti, kuşaklar da değişti.

Üstelik seksenli-doksanlı yılların siyasette ve iktidarda “istikrar” kavramının kutsallaştırıldığı arayışların ardından 22 yıl boyunca ülke aynı iktidarca yönetildi. Bir bakıma istikrar arayışlarının bir mantığı vardı o zamanlar. 1980 ile 2002 yılları arası hükümetlerin ortalama ömrü 1 yıl 4 ay olmuştu. Sanıldı ki Meclis çoğunluğuna sahip bir iktidara sahip olunursa öngörülebilirlik ve istikrar sağlanacak. Her istediğini, istediği gibi yapabilen bir iktidarın yönettiği 22 yılın ardından geldiğimiz nokta yine “Devlet nerede” sorusu.

Bu arada anladık ki istikrar sayısal çoğunluğa sahip olmaktan ibaret değilmiş. İstikrarın sayı meselesi değil zihniyet ve siyaset........

© T24


Get it on Google Play