Önder Özdemir'le "değişen sinema, değişen seyirci ve alternatif festivaller" üzerine: Karşı-hegemonya mümkün
Diğer
02 Mayıs 2025
Sponsorlara, yarışmalara ve ticari beklentilere sırt çevirerek 20 yıldır yoluna devam eden Uluslararası İşçi Filmleri Festivali (İFF), yalnızca bir sinema etkinliği değil; bir direniş, bir örgütlenme modeli, bir kültürel muhalefet alanı olarak hayatını sürdürüyor. Bu eşsiz deneyimi mercek altına alan "Değişen Sinema, Değişen Seyirci, Film Festivalleri ve Alternatif Arayışları" başlıklı kitap, festivalin uzun soluklu gönüllülerinden, 15 yıl boyunca koordinatörlük görevini üstlenmiş olan Önder Özdemir'in editörlüğünde NotaBene Yayınları tarafından yayımlandı.
Kitap, yalnızca İFF'nin tarihini belgelemiyor; aynı zamanda Türkiye'deki bağımsız sinema ve festivalciliğin zorluklarını, potansiyellerini ve mevcut hegemonik yapılarla mücadelesini çok yönlü şekilde inceliyor. Aralarında akademisyenlerin, eleştirmenlerin ve gönüllülerin de bulunduğu 14 yazar, kültürel endüstri içinde sıkışan "festivalizm" anlayışına karşı alternatif bir perspektif öneriyor. Kitapta, özellikle Aslı Daldal'ın "karşı-hegemonya" kavramı üzerinden geliştirdiği çözümlemeler dikkat çekiyor. Festivalin gönüllülük temelli, yatay örgütlenme modeli; kültürel iktidara karşı bir direniş olarak ele alınıyor.
Söyleşimizde, kitabın editörü Önder Özdemir ile hem kitabın hazırlık sürecini hem de festivalin anlamını konuştuk. Özdemir, İFF'nin bağımsızlığının ardındaki en büyük gücün "gönüllü emek" olduğunu vurgularken, bu modeli sürdürülebilir kılan temel ilkelerin şeffaflık, hiyerarşisizlik ve parayla mesafeli duruş olduğunu belirtiyor. Festivalin sinema alanında yalnızca alternatif bir içerik değil, aynı zamanda alternatif bir örgütlenme biçimi sunduğunu dile getiriyor.
Bu söyleşi, yalnızca bir kitabın tanıtımı değil; aynı zamanda bağımsız festivallerin ve kültürel üretimin nasıl başka türlü mümkün olabileceğine dair güçlü bir tanıklık sunuyor.
- Festivalin 10. yılında yayımlanan "İşçi Filmleri ve Öteki Sinemalar'' kitabının ardından bu yeni kitap nasıl bir ihtiyaçtan doğdu? Önceki yayından farkları neler?
İşçi Filmleri Festivali'nin (İFF) 10. yılında, Yordam Yayınları tarafından Funda Başaran'ın editörlüğünde "İşçi Filmleri ve Öteki Sinemalar'' kitabı yayımlandı. Bu kitapta hem 10 yıllık İFF deneyiminden bahsedildi, hem de işçi filmleri ve yönetmenleri üzerine birçok yazı vardı. Festivalimizin 20. yaşında yine bir kitap yayınlama fikri ortaya çıktı ve bu kitabın hazırlanması sorumluluğunu üstlendim. Öncelikle festivaller üzerine çalışmalar yapan akademisyen ve araştırmacılara ulaştık.
Birbirinin neredeyse kopyası olan ve büyük sermaye gruplarının desteğiyle yürütülen ve seçkilere zaman zaman otosansür uygulayan festivallerin durumunu mercek altına almak istedik. Bağımsız, alternatif az bilinen festivalleri görelim, gösterelim istedik.
14 yazarın yazıları genellikle bu çerçeve içinde oldu. Kitap birçok yönüyle "festivaller kitabı" oldu diyebiliriz.
- Kitap, yarışmasız, sponsorsuz ve gönüllülük esaslı bir festival deneyimi olan İşçi Filmleri Festivali deneyiminden hareketle ortaya çıkmış. Bu modeli sürdürülebilir kılan temel etkenleri sizce neler oluşturuyor?
Evet, aslında kitapta 20 yıllık İFF deneyimi akademik dile tercüme edildi ve bilim insanları tarafından diğer festivallerle karşılaştırıldı diyebilirim. 20 yıldır sponsorsuz, yarışmasız ve ücretsiz bir festivalin devam etmesinin arkasında birden fazla neden var. En büyük etken, gönüllü emek. Örneğin 2025 yılında İstanbul, Ankara ve İzmir'de 100'den fazla gönüllü aylardır bu festival için çalışıyor. Festivalden gelir elde etmiyorlar. En önemli motivasyonları festival sona erdiğinde "İyi ki bunun bir parçasıyız, iyi ki böyle bir festivali yapıyoruz!" diyebilmeleridir diye düşünüyorum. Yatay bir örgütlenmemiz var. Festival gönüllüleri arasında hiyerarşi yok. Film seçim, tanıtım, iletişim, katalog gibi birçok komitemiz var. Bu komitelerin sadece koordinasyonunu yapan bir düzenleme komitemiz var. Bu komite her yıl yenileniyor ve mutlaka daha önce görev almamış iki arkadaşımız bu komiteye ekleniyor.
Bir başka neden, bu festivalde paraya asla dokunmuyoruz. Paranın festivalleri kirlettiğini düşünüyoruz. Zorunlu harcamalarımızı birtakım dost kurumlar, sendikalar, meslek odaları karşılıyorlar. Örneğin katalog basılacaksa, matbaa ile destek veren kurum faturalaşıyor ve ödüyor. Biz sadece ne istediğimizi söylüyoruz.
Sanıyorum ki seçtiğimiz filmlerle alternatif ve bağımsız duruşumuz da seyircinin ilgisi ile karşılanıyor. Aynı anda İstanbul, Ankara ve İzmir'de gerçekleştirilen festival, 31 Aralık tarihine kadar 15 şehre daha gidiyor.
- Bu kitap, İşçi Filmleri Festivali'ni yalnızca bir etkinlik olarak değil, bir ağ ve kolektif örgütlenme biçimi olarak da sunuyor. Sizce festivalin bu yatay örgütlenme modeli, sinema alanında ne gibi alternatifler sunuyor?
Aslında İFF deneyimi, size sunulan modelin dışına çıkarsanız başarıya ulaşabileceğinizin güzel bir örneği. 2006 yılında İFF'ye ilk başladığımızda daha önce festival deneyimi olan dostlarımız, Kültür Bakanlığı'nın yönetmeliklerindeki festival kalıplarına uymadığımızı söylemişlerdi. Ve orada çizilenin dışında festival yapılamayacağını söylemişlerdi. Biz ise alternatif bir modelde ısrar ettik ve bugünkü modeli oluşturduk. Hiyerarşinin olmaması, karar alma süreçlerindeki şeffaflık, özeleştiri gibi mekanizmalar festivalde yer alan gönüllülere cazip geliyor diye düşünüyorum.
Örneğin 5 yıl önce İşçi Filmleri Festivali içinden Filmkoop doğdu. Filmkoop sadece sinema ile ilgili sinemacıların ilk defa kurduğu bir kooperatif. Ya da Türkiye Sinema Toplulukları Çalıştayı İşçi Filmleri Festivali içerisinde yapıldı. Kitabı yayınlama amacımız da işte bu İFF deneyimini farklı yönleriyle daha çok kişiye duyurmak aslında.
- Bağımsız festivallerin "kültürel muhalefet" üretme potansiyelini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu tür festivaller toplumsal........© T24
