menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Dinsel aktüalitenin ışığında: Türkiye’nin papa ziyaretleri tarihine bir bakış

51 0
monday

Diğer

01 Aralık 2025

Papa 14. Leo ve Cumhurbaşkanı Erdoğan

Ülkemiz uzun zamandır Hıristiyanlığın en yüksek makamı olan papaların ziyaretiyle karşılaşıyor. En son Papa 14. Leo geldi. Ve aslında tüm büyük dinlerin barış içinde karşılıklı diyalog kurmasını amaçlayan bu eylem, kimi çevrelerde o kadar da olumlu karşılanmadı.

Bendeniz yeni kitaplarım için o oldukça zengin ve yılların içinden süzülüp gelen arşivimi karıştırırken, iki yazıyla karşılaştım. Üst üste yapılmış iki ziyaret: 2006 ve sonra 2007’de... Ve bu ziyaretler için yazdığım yazıları hemen siz okurlarıma ulaştırmayı seçtim. Bol filmli bir haftanın hemen başlangıcında... Çünkü malum, aktüalite beklemez... Buyurun bir bakalım.

* * *

Her şeyi, her yerde, her zaman kötü görüp göstermeyi huy edinmiş şeamet tellallarının söyleyip yazdıklarının tersine, Papa hazretlerinin Türkiye seyahati son derece başarılı geçti. AKP iktidarının başından beri rüzgârı hep arkasına alan büyük talihi, bu olayda da kendini gösterdi. Ve daha düne kadar Türkiye’nin AB projesi karşıdı ve de medeniyetler çatışmasının nerdeyse ön saftaki komutanlarından biri gibi gözüken Papa, birden her konuda ve her cephede yumuşadı, adeta Katolik amcamız olup çıktı!

Kendi adıma hiç şaşmadım. Çünkü adına tercüman-rehberlik denen o kendine özgü mesleği ülkemizde 30 yıla yakın bizzat icra etmiş biriydim. Ve rehberlik ettiğim çok çeşitli ülkelerden gurupların içinde, açıkça Türk düşmanı değilse de (öyle olanlar da vardı) en azından Türklere karşı şartlanmış, ön yargılarla dolu sayısız insan tanımıştım. Yüzünüze gülseler de diyelim ki şiş kebaptaki etin keçi olduğundan camilerdeki kaçınılmaz ayak kokusuna, oncası korunmuş da olsa birkaç yıkık olanı nedeniyle kilise düşmanlığımızdan soykırım öykülerine kadar, her dakika bize bir kazık atmaya hazır olan yabancılar...

Ama onların gezi sırası ve hele sonrasında hep yumuşadıklarına tanıklık ettim, onca yıldır... Türkiye’nin güzelliği, bağrında taşıdığı uygarlıkların çeşitliliği ve önemi, büyük çoğunluğunun bunca yüzyıldır ilke olarak korunmuş olması... Sonra iklimimiz, denizimiz, güneşimiz... Ve insanımızın her şeye rağmen değişmeyen temel özelliği: Konuk severlik... Tüm bunlar birleşir ve yolculuk sonrası çok Türk düşmanı, Türk dostu olarak yurduna dönerdi.

Yine öyle oldu. Ve biz bir Türk dostu, İslam alemi ise bundan sonra din konusunda ve inanç kıyaslamasında en azından söylediklerine çok daha fazla dikkat edecek olan bir büyük din önderi kazandı. Az şey mi?

2006

* * *

Ve işte ikinci ziyaret ve ikinci yazım:

Türkiye’nin azınlıklarına her zaman büyük bir sempatiyle, hatta sevgiyle baktım. Osmanlı’nın kurmayı başardığı mozaik içinde yüzyıllar boyu tam anlamıyla kaynaştığımız, farklı kültürleriyle bize renk ve çeşni katan değerli insanlardır onlar... Kargaşa dönemlerinde oluşan sürtüşmeler, düşmanlığa varan........

© T24