menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Sessizlik, yüksek sesle konuştuğunda

18 4
05.05.2024

Diğer

T24 Haftalık Yazarı

05 Mayıs 2024

Sessizliğin gücü vardır. Kişilerarası ilişkilerde, iş ilişkilerinde karşılaştığımız sessizlik duvarları başkalarını cezalandırmak için de kullanılabilen duvarlardır. Sessiz kalan, cezalandırıcı rolünü üstlenirken, cevap alamayan kişi aidiyet duygusunu, özsaygısını, kontrolünü ve anlamlı varoluş duygusunu kaybedebilir.

Hiç cevap alamadığınız bir e-posta, havada kalan bir mesajlaşma sizi de rahatsız ediyor mu? Mesela 7 sene önce, bir iş görüşmesinde, bana Asmalımescit'teki binalarını gezdirip, aramıza hoş geldiniz diyerek beni uğurlayan, prosedürler için sizi yarın arayacağım diyen bir Tolga Bey vardı hatırladığım. Aradan 3 hafta geçince kendisini ben aramıştım, konuşamadık Tolga Bey diye. Cenazedeyim, sizi bir saate arıyorum dediğinin üzerinden 7 ya da 8 sene geçti. Ara ara geliyor o Tolga Bey aklıma. İşi bile unuttum, o Tolga Bey'i unutmadım. Gözümün önüne yüzü de gelmiyor. Soyadsız, sıfatsız bir Tolga Bey geliyor kuru kuru aklıma. Üstelik nedense hep cenazedeki hayaliyle geliyor aklıma, o cenazenin aslında hiç gerçekleşmediğini bilsem de.

Sonra başka bir arkadaşım beni kendi derneklerinde çalışmam için aramıştı. Buluştuk, kahvemizi içtik, maaş konuştuk. İki ortaklardı, seni ortağım yarın arayacak dedi. Ortak da aradı beni ertesi gün. Tamam dediler, oldu bu iş, çok memnun olduk, seni arayacağız. Ve bir daha bu konuyu asla konuşmamak üzere kapattılar. O arkadaşımı ara ara gördüğümde kendisine zor anlar yaşatmamak için bu konuyu hiç açmadım. O da açmadı. 6 sene önce o gün ne oldu bilmiyorum. Ama bu hafta bu duygularımın nüksetmesine sebep olan olayı biliyorum.

Babamın ölümünün ardından benimle iletişimi kestiğini fark ettiğim o arkadaşımdı buna sebep.

Eskiden mesajlarıma cevap almayınca hissettiğim huzursuzluğun sadece ikili ilişkilerimle sınırlı olduğunu düşünürdüm. Zamanla aslında alamadığım cevapların, yanıtlanmamış mesajların ne kadar canımı sıktığını fark ettim. Biraz bu konuda yazılmış makaleleri taradım. Yalnız olmadığımı anlamak, bazı takıntılarımın sadece balta girmemiş ormanlarda yaşamadığını görmeme olanak verdi. Çok şükür. Bu işi bir araştırmacı gibi ele almasam olmazdı. Önce muhtemel sorularımı oluşturdum. Ve anladım ki konu, iş odaklı olan ve olmayan mail ve mesajlarda farklı sonuçları ortaya koyuyor. Ben ikisinden de muzdaribim. Mesela neden bazı akademisyenler e-postalarını asla cevaplamaz bu önemli bir soru ama neden bazı akademisyenler son 10 senede cevaplanmamış e-posta ya da mesajlarını bir çırpıda size sayıverebilir bu da önemli. Neden bazı insanlar cevaplara ve kapanışlara diğerlerinden daha çok ihtiyaç duyarlar? Sosyal psikolog Arie Kruglanski, 1990'larda bu konuya "kapanış ihtiyacı" demiş ve anlatmış bize. Şimdilerde ghostlamak dediğimiz şey mi ki bu? İşte ben bu soruların peşine düştüm ve kendimi anlama çabama sizi de ortak ettim. Çaylar benden. Resim Gertrude Abercrombie'den.

Araştırmalar özellikle e-posta alarak cevaplamayan kişilerin hayır cevabı vermekten kaçındığını, daha sonra cevaplayacağını düşünerek aldıkları e-postaları cevaplamayı düşündükleri o gelmeyecek gelecek zamana erteledikleri, iş yükünün altında ezildikleri ve gelen e-posta sayısı ile baş edemediklerini gösteriyor. Aslında bu kısmen ikili ilişkiler için de geçerli. Zor bir gününüzde size ne diyeceğini, nasıl yanınızda olabileceğini bilemeyen bir arkadaşınız bu yüzleşmeden aslında kendisi için kaçınıyor. Konunun sizinle bir ilgisi olmasa da, tamamlanmamış her durum tahinsiz bir pekmez, çaysız bir simit, gölgesiz bir insan gibi kalıyor.

Kruglanski'nin az evvel bahsettiğim eski tarihli makalesinin ardından yine aynı konuda yaptığı çalışmalar aslında neredeyse bütün hayatımızın bu "kapanış/tamamlanış ihtiyacı" içinde geçtiğini bana daha iyi anlattı. Bu sosyal psikoloji çalışmalarına göre kesinlik ve kapanış arzusu tüm kararlarımızı yönlendiriyor. Işıklarda karşıdan karşıya geçmekten, ev satın almaya, evlenmeye veya çocuk........

© T24


Get it on Google Play